Mehtap Karakaya

Mehtap Karakaya

Keşke!

Keşke!

Düşündüm de; bu kelime bir insan ismi olabilirdi, şehir ya da ülke ismi de olabilirdi, belki bir hayvan ismi... Belki bir renk ismi... Ama değil! Gözle görünmeyen, bir durumu anlatan olumsuz bir kelime bu kelime. Diğer bir deyişle “pişmanlık”...

Kimin yok ki pişmanlıkları? Dünya’nın en başarılı insanlarına sorun onların bile vardır muhakkak. Önemli olan, hayatımızı çok büyük anlamda etkileyecek keşke’lerimiz olmasın! Malum geriye dönüşü olmayan keşke’ler insanı hayattan bile soğutabilir. Bir anlık cinnetle katil olan iyi kalpli insanın iyiliğini kim hatırlar? Hayatını eskisi gibi yaşayabilme şansı olur mu? Hadi cezasını çekti bir şekilde de hayatını tekrar kurdu diyelim e vicdanının sesini nasıl susturabilecek o kişi? İnsanlardan güzel bir muamele görebilecek mi yeniden? Başka bir örnek;  yıllarca çalışıp çabalayıp ev sahibi olan bir adam kumar oynayarak kaybetse evini daha sonra nasıl bir pişmanlık yaşayacak, bir fikriniz var mı? Ya eşini aldatan bir eş, yuvası yıkıldığında değmediğini anlayıp keşke demeyecek mi büyük ihtimalle?

 

Hayat dikensiz gül bahçesi değil, bunu hepimiz biliyoruz. Zaten zor bir ömür geçiriyorken hayatı daha da zorlaştırmanın bir anlamı yok öyle değil mi? Öyleyse attığımız adımlara dikkat etmeliyiz... Bunaldığımız her dönemde yanlış yapmaya hakkımız yok, sınavlarda olduğu gibi üç yanlış bir doğruyu götürse yine iyi, tek yanlış tüm doğrularımızı götürebiliyor maalesef. Bir anda yalnız, bir anda parasız pulsuz kalabiliriz. Bir anda tüm saygınlığımızı kaybedebiliriz. Hepsi kendi elimizde...

 Küçük keşke’ler sevilebilir ama. Neden mi? Yanlışlarını fark edersin ve düzeltmek için şansın vardır hâlâ. Geriye dönüşü olanlardır onlar...“Keşke eve girmeden markete uğrayıp ekmek ve süt alsaydım” dersin mesela, ‘akılsız başın cezasını ayaklar çeker’ misali aynı yolu tekrar gidip ekmeğini sütünü alır dönersin evine. Keşke ‘mor elbiseyi değil de kırmızı olanı alsaydım’ dersin, e bunda da bir sorun olmaz gider değiştirirsin. Keşke ‘saçlarımı uzatsaydım kestirmeseydim’ dersin, hayatını çok fazla olumsuz etkileyen bir durum olmaz bu da, uzun süre kestirmezsin uzar olur biter.

Bazen de ne mi olur? Hemen söyleyeyim? Neyin doğru neyin yanlış olacağını öngörmekte zorlanırsın ve hangi seçimi yaparsan yap keşke dersin. İş yeri açmayı düşünen ve sabit maaşlı bir işte çalışan bir kişi; aynı işinde devam ettiğinde yıllar geçtikten sonra ‘keşke bu işi bırakıp kendi işimi kursaydım’” diyebilir. İşini bırakmış olsaydı da neden o işi bıraktım, ‘kendi iş yerimi açmak mantıksızdı’ diye düşünebilir. Belki de iki seçenekte doğru olan değildir kim bilir, üçüncü bir seçenek daha olabilirdi o kişinin tercih edebileceği?

 Bir de isteklerimiz için kullandığımız keşke’ler var; onlar nasıl unutulur! Keşke ünlü ve başarılı bir yazar olabilsem…Keşke birçok ülkeyi gezebilsem... keşke hep genç kalsam...Keşke...keşke...

 Keşke, bu kelime bir yemek ismi olsa veya bir bitki ismi, ne bileyim işte “keşke” diye bir kelime olmasa veya da, ne gerek var ki... İyi ki demek varken... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehtap Karakaya Arşivi