LAİK Mİ? LAİKÇİ Mİ?
Geçen gün Meclis Başkanı İsmail Kahraman Yeni Anayasa’da Laiklik yer almamalı, Dindar bir Anayasa metni oluşturulmalıdır mealinde bazı cümleler söyledi.
Bu söz söylenir de Laikçiler boş durur mu? Ateisti, Kemalisti, Devrilen Çam Sosyalisti hepsi bir ağızdan tempo tutturdular. CHP, MHP, TÜSİAD, HDP v.s. hep beraber halay çektiler.
Maksat Din düşmanlığı ya, Laiklik hakkında birilerinin konuşmasını hazmedemiyorlar. İyi de arkadaş siz Laik misiniz? Yoksa Laikçi misiniz?
Her durum ve şartta Laikliği kullanmak için bir bahane arıyorsunuz. Ama Laikliğin tarifini dahi bilmiyorsunuz.
Eğer Laiklik Din ve Devlet işlerinin ayrılması ise neden Devletin kontrolündeki Din anlayışına itiraz etmiyorsunuz?
O halde eğer Laikliği benimsemişseniz “Tevhidi Tedrisat”a karşı çıkıyorsunuz demektir. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin ilk Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyetinin İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından düzenlenip yasallaştırılan Eğitimin birleştirilmesi kanununu yani Tevhidi Tedrisat kanununu reddediyor.
Eğer ki Laiklik varsa o halde isteyen; Medrese, Tekke, Dergah v.s. kurup işletebilecek. Ayrıca hangi Din ve İnanç olursa olsun Devletin kontrolünde olmayıp bağımsız olacak.
O halde bunu da gündeme getirin. Din ve İnanç özgürlüğü kapsamında her türlü inanç sisteminin (bağlıları tarafından) istenildiği şekilde hareket etme özgürlüğü konusunda yasa teklifi verin.
Ama siz bunu da yapmazsınız.İşinize geldiği gibi hareket edersiniz.Bir defa siz muhalefetsiniz. Amacınız üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.
Müslümanların yüzde doksan dokuz kitleye sahip olduğu bir memlekette Müslümanlara eziyet etmek tek gayeniz. Sizler her fırsatta Din düşmanlığı yaparsınız.
Laik olduğunu iddia eden “Laikçiler”, Laiklik sopasıyla Müslümanları her zaman ve zeminde vurmayı alışkanlık haline getirenler “Kafalarını kuma gömmüş Deve kuşu” misali gerçeği kendilerine yasaklamışlardır.
Anayasa elbette Sivil olmalıdır. Askeri vesayet ürünü bir Anayasa artık tedavülden kalkmalıdır. Anayasanın temelleri bir kaç elitist ve Laikçi zihniyeti ile yazılmamalıdır.
Reel bir Anayasa isteniyorsa, Reel şartlar göz önünde bulundurulmalıdır. O halde memleketin çoğunluğunu oluşturan Müslümanların hakları ve hukukları elbette göz önünde bulundurulacaktır.
Ama azınlıkların hakları da dikkate alınmalı ve Anayasada bu haklar güvence altına alınmalıdır. Bir fert dahi olsa İnsani Temel hak ve hürriyetleri Anayasanın teminatı kapsamında olmalıdır.
O halde “Laikçi” zihniyetle bir Anayasanın düzenlenemeyeceği öngörülerek Irk, Millet, Ulus kavramları yerine İnsanı temel alan bir Anayasa oluşturulmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.