Filistin’in işgali, Gazze’nin işgali, Mescidi Aksa’nın işgali vs. derken İsrail’in zulmü artıkça artıyor. İsrail istediği her şeyi yapıyor.

            Bitmek tükenmez zulümler, katliamlar, işkenceler kimseden çekinmeden yapılıyor. Filistin’e ilaç ve gıda ambargosu tüm barış ve insan sever! Batılı Ülkelere rağmen yapılmaktadır.

            Peki, tüm kabahat İsrail’in mi? Bizlerin kabahati yok mu? Müslümanlar olarak suçumuz ve günahımız yok mu?

            Kola’yı içmeyi bırakamayan, Algida’yı yemeyi bırakamadan, Ariel dışında deterjan kullanamadan kısacası kendinden birazcık taviz vermeden sadece İsrail’i kınamak ve eleştirmekle iş çözülür mü?

            Müslümanlar arasında hizipçilik bitmeden, gruplar ve cemaatler ayrı ayrı kınama yapıp bari bu kınamada bile bir araya gelemeden mi bu işi çözeceğiz?

            Tüm kabahat ve suç İsrail’de mi? Bizim kabahatimiz yok mu? Kendimize çeki düzen vermemiz gerekmiyor mu?

            Desinler diye, görsünler diye yaptığımız gösterilerin amacı Allah rızası mı? Yoksa toplum nezdinde puan kazanmak mı?

            Yerelde; gruplar, dernekler, hizipler ayrı ayrı “Vitrine oynarken” ne Filistin’e yardımımız dokunur, ne de İsrail’e zararımız dokunur.

            Yetmiş parça olmuş İslam Ümmeti birbiri ile uğraşa dursun elbette İsrail bunu yapacak ve yapmaya da hakkı olacak.

            Suudi, BAE, Kuveyt gibi Körfez Ülkeleri İsrail’le uğraşacağına Katar ile uğraşırsa elbette İsrail istediğini yapacaktır.

            İsrail’i telin mitinginde bile bir araya gelemeyen ve biri bir yerde diğeri diğer yerde toplanan STK’lar nasıl etkili olabilir ki?

            Kendimize çeki düzen vermeden, Allah’ın istediği şekilde olmadan ne Allah’ın rızasını kazanabilir ne de etkili olabiliriz.

            Cenabı Allah; Vahdeti, beraberliği ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılmayı emrederken “Küçük olsun benim olsun” mantığı ile hareket edenler ne kadar samimi olabilir ki?