Yolda Dökülenler!
Fedakârlık, çalışma, amel(pratik) gerektirmeyen her teori eninde sonunda yok olmaya mahkûmdur. Dünün teorisyenleri pratiğe dökmedikleri ideallerini veya fikirlerini terk etmek zorunda kaldılar.
İmtihan mı çetin idi? Yoksa yolda dökülenler mi zayıftı? Bunu irdelemek gerekir. Yolun başında kartal olanlar kuşa dönmüşler de haberleri yok.
Teori de aslan kesilenler pratik ile sınandıklarında sağa sola koşuşan adeta aslan görmüş fareye dönüştüler.
Konuşmada, fikirde ve teoride dik duranlar, tavizsiz olanlar; pratiğe ve icraata gelince törpülene törpülene çember şeklini aldılar.
Öğrenci iken konuşmak rahat idi. “Bekâra karı boşamak kolay” misali feda edilecek bir şey olmadığı için radikal söylemler ardı sıra geliyordu.
Ancak mal, mülk; makam, mevki; eş, çocuk; para, pul sahibi olunca işler değişti. İslami hassasiyetler yerini çıkarlara terk etti.
Makam elde etmek için aşınmadık kapı bırakılmadı. Siyaset sahnesinde bir yer kapmak adına tüm söylemler, ifadeler ve idealler terk edildi.
İş adamı olmak için helal-haram ayrımı yapılmaksızın para kazanma yolları denendi. Kardeşini, arkadaşını dolandırmak ve parayı kapmak adetten oldu.
Hile yapmak, dolandırmak işini bilmek oldu. İslami endişe sahibi olanlar metayı, maddeyi kapma endişesine sahip olanlara dönüştü.
Biraz zengin olunca havaya girenler, caka satanlar hızlarını alamayıp sekreteri ile sözüm ona hakları olan ikinci hanım ile nikâhlandılar.
Amaçlar araç haline; araçlar ise amaç haline dönüştü. Her şey bitmişti. Zafer elde edilmiş endişeye mahal kalmamıştı.
“Hak gelmiş batıl zail olmuştu!” her şey buraya kadardı. Para kazanılmış, makam elde edilmiş, evler lüks, hanımlar ziyade, yemekler envai çeşitti.
Namazlar kılınıyor, oruçlar tutuluyor, en lüks hac programına katılınıyordu. Üstelik umre de yapılıyordu. Kazancın tahlilini yapmaya ise hiç gerek yoktu.
Oysa “Bir adamın namazı, niyazı sizi aldatmasın. O adamın dirhem ve dinarla(yani para) ile olan ilişkisine bakın” hadisi şerifi ile kontrol edilmek gerekirdi.
Yolda dökülenler, yolun başından bu yana yoldan ne kadar saptıklarına bakmadıkları için pişmanlık da duymuyorlardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.