Yüzdelik Zamlarla Katlanan Haksızlık…
Devletler, toplumsal denge ve adaleti sağlamakla görevlidirler. Bunu sağlamak için, devleti yönetenlerin adil ve dürüst olmaları gerekir.
Hemen hemen bütün devletlerin anayasalarında, “Bütün vatandaşlar Anayasa önünde eşittir” ilkesi yer alır. Devlet bu eşitliği ve ekonomik dengeyi sağlamaya çalıştıkça, toplum huzurlu ve devletin temeli sağlam olur. Bütün siyasi partiler ve vekil adayları da, bu denge ve adaleti sağlamayı vaat ederek destek isterler. Ancak seçilenler verdikleri vaatleri unutur, kendi çıkar ve ideolojilerini ön plana alırlar.
Bütün insanların “asgari geçim” dediğimiz temel ihtiyaçları vardır. Devlet hiçbir ayırım yapmadan, bütün vatandaşlar için temel olan ihtiyaçları karşılayacak şartları sağlamakla görevlidir. Bu sebeple bütün vatandaşların ortak sermayesi olan devlet hazinesini, adil ve dengeli kullanmak zorundadır. Aile reisi olarak lüks hayat için bir çocuğuna 100 verirken, diğer çocuğunu 2’ye muhtaç durumda bırakmamalıdır. Birilerine yüksek meblağlarda 4- 5 maaş verirken, emekli ve asgari ücretliyi açlığa mahkûm etmemelidir. Emekli ve asgari ücretliye 12 Bin – 20 Bin TL verirken, basına yansıdığı kadarıyla bir kurum müdürüne 1 Milyon 400 Bin TL vermemelidir. Verdiğinde de emekli ve asgari ücretlinin hakkından vermiş olur. Çünkü devletin gelir ve imkânları bellidir. Bir yere fazla verdiğinizde, diğerlerinin mağduriyetine sebep olursunuz.
Adalet ve toplumsal huzur için ücretler arasındaki denge sağlanmalı ve ücretler birbirine yaklaştırılmalıdır. Ortak sermaye olan devlet hazinesi adil ve dengeli bölüştürülmelidir. Olan dengesizlikler giderilmeye çalışılmalıdır. Ama bunu yapması gereken yöneticiler yüzdelik zamlarla, maalesef ücretler arasındaki dengesizliklerin ve düşük maaşlıların daha çok mağdur olmasına sebep olmaktadırlar.
Sosyal devlet ve sosyal adalet gereği devlet, ücretler arasında dengeyi sağlamakla sorumludur. Ancak verdiği yüzdelik zamlarla maalesef az alana az, çok alana çok daha fazla vererek ücretler arasında uçurumlara sebep olmaktadır. 2006’da tavan prim üzerinden emekli olduğumda, benimle emekli vekil arasında 2 bin lira fark vardı. İnsan olarak ikimizin de ihtiyaçları aynı olduğu halde, verilen dengesiz zamlarla şu anda bu fark 84 bin liradır. Ve yeni yılda ikimize de (% 50) aynı yüzdelikle zam verilirse, bu fark 126 bin lira olacak. Geçen sene emekliye verilmeyen 8 Bin lira farkı şu anda 13 Bin lira olmuş. Daha önce aynı maaşı aldığımız en düşük memur arkadaşla aramızdaki bu fark, yeni yıl zammıyla 20 Bin lira civarı olacak. Adalete, vicdana, anayasanın ‘Eşitlik’ ilkesine aykırı ve ekonomik dengenin bozulmasına sebep olan bu sistemden mutlaka vazgeçilmelidir.
Vatandaşın vekilinin! 170 bin liralık maaşına % 50 zam ile 85 bin, asıl olan emekli ve asgari ücretlinin 17 bin olan maaşına aynı oranla 8 bin zam vermek adalet değildir. Ve bu sistemle aradaki fark ve haksızlık giderek katlanmaktadır. Ve maalesef bu haksızlıkla, düşük ücretlilerin çocukları ve ailesinin de imkânları kısıtlanarak aynı şekilde cezalandırılmaktadır. Oysa adalet gereği eşit veya dengeli zam yapılmalıdır.
Az alana az, çok alana daha çok verilerek, düşük gelirlilerin mağdur edildiği ve sosyal dengeyi bozan bu haksız sistemden mutlaka vazgeçilmeli ve ücretler arasında denge sağlanmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.