Zehir Enjeksiyonu!
Çocuklarımız ve gençlerimiz zehirleyenlerin kontrolüne girmektedirler. Gün geçtikçe çocuklarımız ve gençlerimiz elimizden kayıp gitmektedir.
Geçen haftaki yazım yine bu konu ile alakalı idi. “Eğitimin Rolü” başlıklı yazımda Milli Eğitim Bakanlığının Çocukların yetişmesindeki rolünü açıklamaya çalışmıştım.
Bu haftaki yazım da ana teması eğitim üzerine ancak daha spesifik konu olan öğrencilerin zehirlenmelerine değineceğim.
Zehir derken sadece uyuşturucu maddeleri yani madde bağımlılığını kastetmiyorum. Zihinsel ya da beyinsel diyebileceğim zehirlenmeler de madde bağımlılığı kadar tehlikeli olduğu için buna da dikkat çekmek istiyorum.
Okul dışında çocuk yaştakilerin madde bağımlısı olduklarını gösteren manzaralara şahit oluyoruz. Okul köşelerinde bizim gördüğümüzü yetkililer görmüyor mu diye bazen düşünüyorum.
Gençler ise çocuklardan daha kötü durumdadır. Erkekli, kızlı duvar diplerinde ellerinde kalın sarılmış sigara görüntüsü veren uyuşturucu kullanımı o kadar sık görülüyor ki, kanıksanır hale geldi.
Gençlerin kanına giren kansızlar ve çeteler kimler? Bunlarla yeterince mücadele ediliyor mu? Ediliyorsa neden bu tür görüntüler arttı?
Madde bağımlılığı çalışmaları dışarıda devam ederken, Okul içlerinde de zihinsel zehirlenme çalışmaları devam etmektedir.
Gençler önce Dinden, Kültürden ve maneviyattan uzaklaştırıldı. Zihni ve beyni boş gençler türedi. Tamamen eğlence ve haza endeksli gençler üzerinde ikinci etap çalışmalar yapılmaktadır.
Deizm ve Ateizm belası boş zihinli gençlere zehir enjekte eder gibi enjekte edilmektedir. İnançsızlık ile gençler serseri mayın haline dönüştürülmektedir.
Allah’ını bilen, Peygamberini tanıyan ve onu rol model olarak alan, Kuranı Kerimi okuyup hayat rehberi olarak kabul eden gençler elbette kendine, ailesine ve toplumuna yararlı birer fert olur.
Bunu istemeyen mahfiller toplum mühendisliği yaparak gençleri inançsızlık bataklığına sürüklemek istemektedir. Onun içindir ki okulda bir kısım öğretmenler öğrencilerin zihinlerini kirletmektedir.
Gençlerin imanını, dinini ve kültürünü birtakım felsefik ve demagojik soruyla çalmaya çalışan öğretmenlere karşı aileler ve özellikle de Eğitim yetkilileri uyanık olmalıdır.
Bu amaçla aileler, ebeveynler çocuklarına gerçek anlamda değerlerimizi tanıtmalı ve rol model olabilecek yaşantıya sahip olmalıdırlar.
Milli Eğitim değerler eğitimini somutlaştırmalı ve çalışmalarını artırmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.