Batman Rafinerisi İşgal Mi Edildi?
1945 yılında yapılan petrol çalışmaları sonucu 1946 yılında Batman’da petrol bulundu. 1948’de üretime başlayan TPAO, Batman’a değer kattı. Ve günümüze kadar petrolün sondaj ve üretiminde canhıraş çalışan bölge halkının, her aşamada ve her yapıda emeği, alın teri vardır.
Kamu malı olan TPAO, 1983 yılında TPAO ve TÜPRAŞ olarak ikiye ayrıldı. 2018’de net geliri 3, 76 milyar lira olan İzmit, Kırıkkale, Aliağa ve Batman Rafinerilerinin % 51’i 2006 yılında, Türkiye’nin imtiyazlı ailesi Koç grubuna 4 milyar 140 milyon dolara satıldı.
Ben bir TÜPRAŞ emeklisiyim. Emekli olduktan sonra da TÜPRAŞ’tan bağımızı koparmadık. Uzun yıllar işyeri arkadaşlarımızı ziyarete devam ettik, yeni gelen yöneticilerle tanıştık ve sosyal tesislerden faydalandık. Her kuruluş yıldönümünde biz emeklilerin de davet edildiği kutlamalar yapılıyordu. Ayrıca bize ‘Koç Ailem’ kartı verilerek, Koç grubuna bağlı tüm imkânlardan indirimli ve imtiyazlı olmamıza hak tanınıyor.
TÜPRAŞ işyeri ve sosyal tesislerin bulunduğu lojmanlar arasında yaklaşık 1 km. Mesafe var. Hasankeyf yolu üzerinde bulunan genel giriş kapısından sonra İdare binası ve Rafineri girişinde 2. Bir Güvenlik kapısı var. Ayrıca TPAO bölgesine açılan bir kapısı var. Batman'ın gözbebeği olan Rafinerinin üretim alanında ciddi tedbirlerin alınması hepimizi sevindirir. Ama velakin duvarlarla çevrili tüm Rafineri sahasının, birilerinin özel mülkiyeti gibi tüm Batman halkına ve özellikle her kademesinde alın teri dökmüş, ömrünün en verimli 25-40 senesini vermiş emeklilere tümden kapatılması hiç kimsenin haddi değildir.
Geçen hafta yanımda ailem olduğu halde TPAO kapısından giriş yaptım. Sağ olsunlar kapıdaki Güvenlik her zamanki gibi güler yüzle gerekli görevini yaptıktan sonra girişimize müsaade ettiler. Camide namazımızı kılıp Sosyal Tesislerin bulunduğu alanı arabayla gezdikten sonra, yıllarca çalıştığım TÜPRAŞ’ı da görmek istedim. TPAO ile TÜPRAŞ arasındaki kapıya geldiğimde, kapıyı açmayan Güvenlik görevlisi asık bir süratle karşıma dikilip “yasak” dedi. Tebessümümü eksik etmeden “Kolay gelsin, ben buranın emeklisiyim. Müsaade ederseniz arabayla bir tur atıp çıkacağız” dedim. Arkadaş başka bir kelime bilmiyormuş gibi asık suratıyla yasaktan başka bir şey demiyordu. “Bak kardeşim yanımda aile var. TPAO sahasından geliyorum. Müsaade et Şefin, amirin veya Müdür beyle görüşeyim. Hiçbir yere bakmadan, direk dış kapıdan çıkacağım” dedim. “Hayır yasak! Amirlerimiz bunun için bizi aramayın ve rahatsız etmeyin talimatı vermişler. Eğer müsaade edersek, biz zorda kalırız” dedi. Belki şahsi bilgi yetersizliğidir diye, birkaç gün sonra TÜPRAŞ’ta 30-35 yıl çalışmış emekli bir arkadaşla tekrar TPAO’ya açılan kapıdan şansımızı denedik. Maalesef aynı tavırla karşılaştık. Güvenliğe ve orda çalışan birkaç çalışana, “Bu tavrın haklı ve insanı bir yönü var mı” diye sorduğumda, “Hayır, biz de bundan rahatsızız” dediler.
Haliyle merak ediyoruz! 73 yıl sonra kim ve hangi hakla, ömrünün en verimli çağını bu tesislere hizmet etmekle geçirmiş emeklileri bu tesisleri görmekten men edebiliyor? Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı tesislerde bile bir telefon, çalışan veya ikamet eden birinin referansıyla girilebiliyor. ABD AB, İsrail… Yabancı ülkelere bile Vize ile girilebiliyorken; kim olduğu, nereden geldiği belli olmayan kendini Batmanlının ve çalışanının üstünde gören zevat, bizleri Rafinerimizden men edebiliyor. Kendileri istedikleri gibi bir kamu kurumu olan TPAO sahasından ve imkânlarından faydalanabiliyor. Ama güvenliğin olduğu TPAO kapısından kendi emeklisinin bile girişine izin vermiyor. Dağdan gelen Bağdakini kovuyor misali. Bu emri verenler gibi, Rafineriye çıkar için bağlı değiliz. Petrolün çıktığı topraklarda doğduk ve bu topraklarda yatacağız. Allah muhafaza bir yangın veya tehlike anında, bu zevat gibi kaçmayacak; canımız pahasına bu değerlerimize sahip çıkacağız. Halka üstten bakan, ayrımcılık yapan, devletin bitirmeye çalıştığı terörü besleyen bu zihniyet, halka, rafineriye, insanlığa, ahlaka, kardeşliğe ve toplumsal huzur ve barışa kurşun sıkmaktadır.
Kendilerini kral sanan bu zevat! Aynı uygulamayı İzmir – Aliağa, İzmit ve Kırıkkale rafinerisinde yapabiliyorlar mı? Yarın aynı muamelenin kendilerine yapılmasını kabullenecekler mi? TPAO kapısının kendilerine kapatılması ve Batman halkının da tepki olarak kendilerine tavır alabileceğini düşünmüyorlar mı? Yoksa tıpkı Siyonistler gibi kendileri seçkin, üstün mü görüyorlar? Güvenlikle, Vefayla, Ahlakla, İnsanlıkla, Sorumlulukla bağdaşmayan bu yasak, ancak egoist, hastalıklı, kompleksli, kindar bir ruh halinin tezahürü olabilir.
TÜPRAŞ yetkilileri, bu haddini bilmeze haddini bildirmeli, aramıza örülen fitne duvarlarını kaldırmalıdırlar. Eğer TÜPRAŞ yetkilileri görevlerini yapmasalar, Batman halkı ve TÜPRAŞ emeklileri olarak tepkimizi göstereceğiz. Ve gönül ister ki iş büyümeden, Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız ve bu talimatı verenlerin saha ve kapısını rahatlıkla kullandıkları TPAO Müdürümüz, Batman’a ve Batmanlıya sahip çıkarak, TÜPRAŞ yetkililerine karşı tepkilerini bildirsinler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.