İhsan Pınar

İhsan Pınar

Çok Tuhaf Bir Milletiz…

Çok Tuhaf Bir Milletiz…

Yolumuzu şaşırmışız, bilene danışmıyoruz.   

Her şeyimiz ters gidiyor; hiç kendimizi sorgulamıyor, suçu hep başkalarına yüklüyoruz.  

Devlet ve kurumların hizmetinden şikâyetçiyiz ama kendimiz görevimizi yapmıyoruz. 

Herkesten Adalet bekliyoruz ama kendimiz adil davranmıyoruz.  

Mezhepçilikten şikâyetçiyiz ama partizanlığın alasını yapıyoruz.  

Kendimiz için eşitlik ve özgürlük isterken, başkalarının haklarını çiğniyoruz.  

Başkalarını ırkçılıkla suçlarken, ırkçılığın alasını uyguluyoruz.  

Sözün kısası kendimiz için farklı, başkaları için farklı düşünüyoruz. Eleştirdiğimiz şeyleri kendimiz yapıyoruz. Başkalarından yapmalarını istediğimiz şeyleri de biz yapmıyoruz.  

2 milyonluk Makedonya’nın 12 nüfuslu Vasilevo kasabasında, Türk nüfusunun % 20’yi aşması üzerine Belediye Meclis kararıyla ‘Türkçe’ 2. Resmi Dil olarak kabul edilmiş. Bu insani davranıştan dolayı haklı olarak insanlarımız ve bazı devlet görevlileri çok sevinmiş ve karar sahiplerini kutlamışlar. 

Evet, iyi insanları ve yapılan iyilikleri kutlamamız gerekir. Ama madem insani ve iyi bir şey ve madem kutluyoruz aynısını biz neden yapmıyoruz? Haydi, bizde beraber yaşadığınız ve büyük bir çoğunluğu oluşturan Kürt kardeşlerimizin bu insani haklarını yasallaştıralım. Eğer kardeşsek, kardeşliğin gereğini yerine getirelim. Eğer bir şey iyi ve haksa, bu, herkes için iyi ve hak olmalıdır. Bir İngiliz ve Fransız için ‘Hak’ olan, Türk ve Arap’a da hak olmalıdır. Arap ve Türk’e ‘Hak’ olan, Kürde de hak olmalıdır. Bulgaristan ve Yunanistan’da Türkler için savunduğumuz hakların aynısını, beraber yaşadığımız halklar için de istemeliyiz. İnsan olmamız bunu gerektirir.  

Başta biz Müslümanlar olarak Allah’ın Adalet emri gereği, her insan ve topluluk için Adalet istemeliyiz. Allah’ın ayetlerinden olan ırk ve diller arasında ayırım yapmamalı, hepsinin aynı kutsallıkta saygın olduklarını bilmeliyiz. Allah’ın yeryüzündeki halifesi olarak yeryüzündeki adalet ve dengeden sorumluluğunun bilinciyle, haksızlıklara karşı Adaletin inşası için çalışmalıyız.  

Ümmet olmayı istiyorsak, ümmeti oluşturacak halklar arasında adaleti sağlamalıyız.  

Irkçılığa karşıysak; ırklar arasında ayırımcılığa karşı çıkmalıyız. Irkların, dil ve renklerin farklılığı doğuştan gelen farklılıklardır. Bunların birbirlerinden üstünlüğü veya eksikliği yoktur. Bir ırkın, dilin üstünlüğünü savunmak veya başka bir ırkın, dilin haklarını çiğnemek ırkçılıktır. Müslüman ve insanlıktan yana olanlar, bütün ırkları ve dilleri aynı haklara sahip görmelidirler. 

Demokrasi, insan hakları, Özgürlük ve Barıştan yana olanlar, her insan ve topluluk için bu hakkı savunmalıdırlar.  

Ülkenin bütünlüğünden ve kardeşçe bir arada yaşamaktan yana olanlar, sahip oldukları veya olmak istedikleri bütün hakları diğer vatandaşları için de istemelidirler. Bizi ayıran ve kavgalara sebep olan, farklılıklarımız değil; farklılıklara tahammülsüzlük ve Adaletsizliktir. Adalet ve hukuki eşitlik ise, bir arada barış içinde yaşamanın reçetesidir. 

Ülkenin büyük sorunlarından olarak ayrışma ve kavgalara; milli servetin heba olmasına; ülkenin geri kalmasına; çok şikâyetçisi olduğumuz ayrışma, terör, yoksulluğa ve haliyle yüksek enflasyona sebep olan bu meselenin insanca, Adaletçe hal olması, tabii olan bu hakların tanınmasıyla bağlantılıdır.    

Ülkeyi yöneten, her kesimden destek alan ve isteyen siyasiler, vatandaşları arasında ayırım yapmamalı; vatandaşların farklılığına saygı göstermeli ve her kesimin en tabii olan haklarını kullanmasına imkân sağlamalıdır.  

Her halk gibi Kürtlerin de kendi topraklarında, kendi kültür ve Anadilleriyle varlıklarını sürdürmeleri en tabii haklarıdır. Her halk için bu hakkı savunmak ve desteklemek İslam ve insan olmanın sorumluluğudur.  

NİHAYETİNDE İNSANIZ; HEPİMİZ BİR, BİRİMİZ HEPİMİZ OLMALIYIZ

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi