“Emeklilerimizi Enflasyona Ezdirmeyeceğiz” Mi?
Bir gün canı yahni isteyen hoca, kasaptan aldığı 2 kilo eti hanımına verip, akşama bunu bir güzelce pişirmesini söylemiş. Hocanın karısı, yahniyi pişirirken komşuları çıkagelir. Misafire ikram edecek başka şeyi olmadığından yahniyi pişirip, komşularına ikram eder. Akşam olup da evine yorgun dönen Hoca, yahninin özlemiyle sofraya kurulur. Biraz sonra karısı Hocanın önüne bir tabak bulgur aşı koyar. Hoca kızar:
- Hatun, hani bizim yahni? Karısı misafire ikram ettiğini söylemeye cesaret edemez.
-Hiç sorma efendi! Senin gönderdiğin eti kedi yedi, der. Getir bakalım şu kediyi der. Kedinin zayıflıktan bir deri bir kemik ve açlıktan bitkin halde olduğunu görür.
Bir karısına bir kediye bakar.
- Hatun, gerçekten eti bu bizim kedi mi yedi? diye sorar. Karısı:
- Evet Efendi! Bu utanmaz kedi yedi, der.
Hoca, koşarak el terazisini getirir. Terazinin bir gözüne kediyi, öbür gözüne kilogramları koyar.
Kedi tam iki kilo gelir. Hoca karısına bakarak:
- Bak hatun! Şu gördüğün bizim kedi tam iki kilo geldi. Aldığım et de iki kiloydu. Bu tarttığım kedi ise, et nerede? yok bu tarttığım et ise, kedi nerede?! Diye sorar.
Biz emeklilerin meselesi de tıpkı açlık ve bakımsızlıktan zayıf düştüğü halde, eti- ciğeri yemekle suçlanan kedi meselesine benzemektedir.
Hükümet yetkililerinin “Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözleriyle, Hoca gibi yahni yiyeceğiz umuduna kapılmış, sevinmiştik. Ancak emekliler ciğerden mahrum kaldıkları gibi, her geçen gün biraz daha sıkıntıya düşmekte ve kedi gibi zayıflamaktadırlar.
Evet, tavan pirim üzerinden emekli olanlar, belki o gün için normal bir maaş alabiliyorlar. Ama itiraz ve sosyal haklardan mahrum, sadece kuru maaş üzerinden en düşük zammı alan emeklinin maaşı her geçen gün güneşin önündeki kar gibi erimektedir. Kendi emeklilerine 2 haneli rakamlarla zam yapan vekiller, ne yazık ki biz vatandaşa % 3-4 zammı uygun görmektedirler.
Hocanın terazisi gibi iyi ki internet var. Lazım olduğu zaman istediğin bilgileri internet üzerinden çıkarabiliyorsun. Çalışan ve farklı meslek sahipleri kusura bakmasınlar, aldıkları ücreti asla fazla görmüyorum ve hiç kimsenin aldığında gözümüz yok. Ama emeklinin ücretinin nasıl eridiğini ve nasıl daha çok mağdur edildiğini bazı örneklerle göstermek durumundayım.
2006 Temmuzunda 9025 gün ve tavan prim üzerinden emekli olduğumda 1030 lira maaş alıyordum. Emekliliği hak etmiş bir öğretmen arkadaş kendisinden daha fazla maaş aldığımı söylüyordu. Birkaç yıl sonra maaşımı veren PTT memuru arkadaş gülerek, “ Hacı abi! Benden fazla alıyorsun” diyordu.
12 yıl sonra aldığım maaş 2770 lira ve helali hoş olsun, daha fazla aldığım bu arkadaşların durumunda olanlar en az bizden 700 -800 lira daha fazla almaktadırlar. Vekil ve emeklilerinin maaşı ise katlanarak yükselmektedir. Şimdi tablolarla emekli maaşlarının nasıl çok gerilerde kaldığını görelim…
Üniversite mezunu, 9025 gün ve tavan prim üzerinden emekli olarak 1030 lira kadar maaş aldığım 2006 Temmuzunda:
Çalışanlar 2006:
Müsteşar ¼ = 3280 lira
Öğretmen ¼ = 1005 lira
Memur 9/1 = 668
Polis Memuru = 1.055
Hemşire lise = 766
Araştırma görevlisi = 837
Çalışanlar 2018 Ocak:
Müsteşar ¼ = 11. 064 lira
Öğretmen ¼ = 3.927 lira
Memur 9/1 = 3.136
Polis Memuru = 4.457
Hemşire Üniv. = 3.824
A. Görevlisi = 4.940
Benim durumumda emekli olanlar 2006 = 1030 lira… 2018 = 2935 lira…
Hesaplar ortada. Eğer gerçekten emekliyi ezdirmeyecekseniz! Bırakın eti de, eriyen ücretlerimize ne diyeceksiniz?
Vekillerin maaşlarına takriben 17 bin; Müsteşar ve emekli vekillerin maaşlarına 8 bin lira zam yapılırken, biz emeklilerin maaşlarına 1900 lira kadar zam yapılmış. 2006’da daha fazla aldığımız memur arkadaşlarımız bugün bizden 1000- 1500 lira daha fazla almaktadırlar. Bu mu sizin “Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözünüz.
YOKSA BU SÖZÜ SADECE VEKİL EMEKLİLERİ İÇİN Mİ SÖYLEMİŞTİNİZ DE BİZ Mİ YANLIŞ ANLADIK!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.