Erkeklik Nedir?
Kelime ve kavramlar, insanların bilgi hazinesidirler ve toplumlar kelimelere yüklenen anlamlarla hayatlarını yönlendiriyorlar.
Erkeklik de tıpkı Özgürlük kavramı gibi sihirli ve çoğu zaman da bir tuzak, bir yanlış yönlendirme sebebi olabiliyor. Ve ne yazık ki bu iki kavram da toplumumuzda asıl anlamlarından çok farklı ve şiddete bir davetiye olarak kullanılmaktadırlar.
Maalesef toplumumuzda erkeklik, kavgacı olmakla, adam dövmekle ölçülmektedir. Aşiret veya kalabalık bazı aileler bir araya geldiklerinde, komşu ve çevrelerine yaptıkları zulüm ve haksızlıkları erkekliğin bir nişanesi olarak övünerek ve abartarak anlatmaktadırlar. Ayıplanması, kınanması gereken bu tavırlar maalesef kahkahalar arasında dinlenilmekte ve teşvik edilmektedir.
Ve aydın, Müslüman, Devrimci, Welatparéz olmakla övünen birçok kimse, maalesef bu hastalıktan kurtulamamış ve kaba kuvveti bir silah olarak kullanmaktadır. Koruması, yardımcı olması gereken ezilmiş ve zayıf insanlara güç gösterisinde bulunarak ezebildiği kadar ezmektedir. Güçlünün zulmü altında ezilen insan, korunmak veya gücünden istifade etmek için örgüt ve partilere sığınmaya zorlanmaktadır.
Dini ve insani değerlerle büyük bir ayıp ve suç olan adam dövmek, erkeklik değildir.
Gücü yettiği komşu ve arkadaşlarına hakaret ve haksızlıklarda bulunmak erkeklik değil, cahillik ve vahşiliktir.
Bağırarak, tehditlerle, zor kullanarak insanları sindirmek ve susturmak erkeklik değil, barbarlık ve yamyamlıktır.
Birkaç kişinin birini dövmesi erkeklik değil, vahşiliktir.
İnsana zarar vermek, insanı korkutmak ve insan dövmekten; Ancak aciz, cahil ve korkak insanlar zevk alıp övünebilirler…
Erkeklik kavramıyla ilgili üç hatıramı paylaşmak istiyorum. Gösterilerin olduğu bir gün, ara sokaklarda yürürken gayri ihtiyari olarak önümde yürüyen birkaç gencin konuşmalarına şahit oldum. İlerde iki gencin arasında 16-18 yaşlarında bir kız ve peşlerinde giden 20 yaşın üzerinde bıyıklı bir genç. Bir ara kız arkasına dönüp geride kalan gence ‘ haydi çabuk” dedi. Arkadaki genç, biber gazının etkisiyle olacak ki, “Gözlerim yanıyor” deyince genç kız, sert bir ses tonuyla “Ulan ma tu ne méri” diyerek, genci can damarından vurdu. Genç kız, oğlanı azarlamaya devam ederken; “Suphanallah, bu can alıcı sözle git kendini patlat dese, oğlan, erkekliğini kanıtlamak için hemen yapar” diye düşündüm.
İşyerinde beraber çalıştığımız bir arkadaşımız, kızdığında “ Ku hun mér bın! Wexté em çun malé eme lı jıné xwe bıxın.” “Niye?” dediğimizde, “ Hema” diyordu. “Biz konuşuyoruz, kadınların suçu ne?” dediğimizde de, kahkahalarla “Wele hun jı jıné xwe dı tırsın” diyordu. Bu arkadaşa göre kadın dövmek, erkekliğin olmazsa olmazıydı!
Haset, gıybet, iftira gibi yaygın bazı kötü alışkanlıklarımız var. Bu hasletler işyerlerinde kadro ve mesai çekişmelerinde çok daha acımazsız kullanılabiliyor. Ben peşinen böyle beklentilerimin olmadığını beyan etmeme ve çoğu zaman hakkımdan feragat etmeme rağmen bazılarının iftiralarından kurtulamıyordum. Belki de kendi kötülüklerini örtmek için sürekli dedikodu yapıyor ve kendi yaptıkları kötülüklerle aleyhimde iftiralarla şahsiyetimi incitiyorlardı. Bana iftiralarda bulunana bile iftira edilmesine dayanamam; duyduğum bir iftiranın etkisiyle karşılaştığım fitnebaza çıkıştım. Renginin değiştiğini ve sesinin kısıldığını fark ettiğimde, üzüldüm ve onu sakinleştirmek için “ Allah aşkına, benden ne istiyorsun? Vallahi benim hiçbirinize bir kötülüğüm olmuyor, neden benimle uğraşıyorsunuz?” diye sakinleştirmeye çalıştım. Ben uzaklaşınca kendine gelen arkadaş, “ Heci, senden korkmuyorum” diye seslendi.
Yanına döndüm ve “ İyi ki benden korkmuyorsun. Benden korkman, benim için utanılacak ve üzülecek bir şeydir. Küfür etmeyeceğimi, hakaretlerde bulunmayacağımı, gıybet ve iftirada bulunmayacağımı, sana zarar vermeyeceğimi biliyorsun. Benden neden korkacaksın ki?
İnsan; zalimden, iftiracıdan, namussuzdan, hırsızdan, kalleşten… Kötülerden korkar. Ve yeminle söylüyorum ki, ben senden çok ama çok çok korkuyorum” dedim. Arkadaş ağzı açık, şaşa kaldı…
Evet, insan ancak kötülerden korkar. Eğer insanları korkutuyorsanız, biliniz ki siz çok kötü bir insansınız. Eğer insanları dövme ve sindirmenin erkeklik olduğunu düşünüyorsanız; ABD, İsrail ve Esed’le aynı düşüncede olduğunuzu ve onların sizden daha erkek olduğunu kabul etmelisiniz.
Asıl erkeklik, insanlara faydalı olmak ve insanlara güven vermektir. Erkeklik, çalışmaktır; harama bulaşmadan, helal kazançla ailesini geçindirmektir. Erkeklik, zalimin karşısında dik durmak ve zayıfın, güçsüzün elinden tutmaktır. Erkeklik, gücü yettiği halde öfkesini yenebilmektir; kimseye zarar vermemek, kimseyi korkutmamaktır…
Hak ve Adaletin hizmetinde dengeli olan ‘Güç’ meşrudur; hakka ve adalete karşı kullanılan, haklının, zayıfın sesini kısan güç ise zulümdür. Ve en büyük alçaklık, insanların, zayıfların sırtına basarak yükselmeye çalışmaktır.
Kavga etmek erkeklik değil, bilakis acizlik ve cahilliktir. Toplumumuza huzur ve barışın gelmesi için mutlaka ama mutlaka şiddet ve baskının erkeklik görülmesi gibi çarpık zihniyetin ayıplanması ve kınanması gerekmektedir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.