Fitne Ve Yalanın Yasaklanmasına Kim Karşı Çıkar?
‘Çöplüğe Dönüştürülen Sosyal Medya’ başlığıyla yazmayı düşünürken, Sosyal Medyayı düzenleme yasası gündüm oldu.
Hemen hemen her yasa ve yasağın sebebi bazı istismarlar var. Ve gerçekten sosyal medya bazılarınca iftira, fitne, tahrik, küfür… Aracı olarak kullanılmaktadır. On kişinin tahriki on milyonlarca insanı etkilemektedir. Dil, Din, Irk ve Mezhep üzerinden hakaret ve iftiralarla halklar tahrik edilmektedir.
Her ne kadar ‘aidiyet’ önyargılarıyla bazı insanlar tahrik eden bu yalan haberlere iştirak etse de, bazıların sırf bu iş için görevlendirildiklerine inanıyoruz. Kendi sıcak koltuklarında aldıkları maaş ve bağışlarla! Halkları birbirlerine karşı kışkırtmaktadırlar.
Partiler, gruplar olarak bakmıyoruz. İsim ve şahıslara değil, eylem ve sonucuna bakıyoruz. Fitne sebebiyle yapılan ve tüm insanların zararına olan bu hakaret ve iftiralara karşı mutlaka bir önlem alınması gerektiğine inanıyoruz. Ama maalesef insanlarımız o kadar politize olmuş ki, her meseleye inatçı bir tarafgirlikle bakmaktadır. Muhaliflerinin yaptığı-yapacağı her şey kötü, kendilerinin her şeyi ‘doğru’ modundadırlar. Böyle devam ettikçe de hiçbir şey düzelmeyecek, kavga ve adaletsizlik devam edecektir. Öncelikle bizi bağlayan bütün prangaları aşıp, insanlığın yararına olan Hak, Adalet, Özgürlük gibi insani temel değerlerde buluşmalıyız. Ve özgürlük, yalan ve iftira değildir; Başkalarına zarar vermek olmamalıdır. Fitneye sebep olmamalıdır.
Adalet istiyoruz.
Barış ve kardeşlik istiyoruz.
Samimiyet ve Doğruluk istiyoruz… Ve tüm bunların temeli ‘Dürüstlüktür.’ Dürüstlük olmadan bunların gerçekleşmesi mümkün değil. Dürüstlüğün karşıtı, yalandır. Yalan ve iftira, bütün bu insani değerlerin düşmanıdır. Bir iftira yüzünden kardeş kardeşe düşman olabiliyor. Kur’an’ın birkaç ayetinde “Fitne katlden daha büyüktür” denilmektedir. Evet, cinayet en büyük günahlardandır. Ama ayrışmalara, kavgalara birçok cinayet ve katliamlara… Her çeşit kötülüğe sebep olacak fitneler çok daha büyük günahlara sebep olmaktadır. Cinayet bir ağaç kesmekse, fitne bütün ormanı yakmaktır. Adamlar bunu bile bile Dil, Din, Irk ve Mezhep üzerinden yalan ve iftiralarla bu fitneleri yaymaya çalışmaktadırlar.
Çıkarılacak Yasayla yalan haberin suç sayılabilmesi için beş unsurdan söz edilmektedir:
1 – Yayılan haber gerçek değilse
2 – Ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa
3 – Halk arasında korku, panik ve endişe oluşturma kastı varsa
4 – Kamu barışını bozmaya yönelikse
5 – Aleni ise (ilgisi olmayan kişilere ulaşabilecekse)
Hükümetler ve siyasiler açısından bakmıyoruz. Toplum ve insana kar ve zararı açısından bakıyoruz. Bunlarda eksik veya fazla gördüğünüz şeylerin daha doğrusunu gösterebilirsiniz. Yasanın iktidarlar ve yargıçlar tarafından keyfi kullanılmaması için öneri ve düzeltmelerde bulunabilirsiniz. Mesela Türkiye’de büyük bir sorun olan Yargı sisteminin Adalet sistemine dönüştürülmesi; Hükümetlerin, Bürokratların, Yargı mensuplarının, Siyasilerin ve Gazetecilerin yasalara bağlılığı ve hesap vermeleri için çalışabilirsiniz. Ama klasik muhalefet anlayışı ve ‘sansür yasası’ ithamıyla, toplum ve insanlığa zarar veren yalan ve iftiraların devamından yana tavır almamalısınız. Hani herkes dürüstlük diyor ya! Dürüst insan yalan ve iftiralara, fitneye karşı olmalıdır. Ancak yalancılar, iftiracılar ve bunlardan nemalananlar türlü bahaneler ileri sürerek yalan ve iftiraların devamından yana tavır alırlar.
Bütün bunların düzelmesi için öncelikle yalan ve iftiranın yerine ‘Doğrunun’ ikame edilmesi lazım. Yalan ve iftiralarla fitne ve kaos ortamları oluşturmak isteyen fitnebazlara karşı mutlaka caydırıcı bir önlem alınmalıdır. Hele hele politikacı ve gazetecilerin halkı birbirine karşı tahrik edecek yalan ve iftiralarının cezası artırılmalıdır. Bunu kelime oyunlarıyla “sansür yasası” şeklinde itibarsızlaştırmaya çalışmakla kendinizi kandırmamalısınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.