Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı görevinde bulunmuş ve A. Öcalan’ı sorgulamasıyla tanınan Hasan Atilla Uğur, bir gazeteye verdiği açıklamalarıyla Türkiye gündemini epey meşgul etti.

        Kendinden emin ve net olarak konuşan Atilla Uğur, şu açıklamayı yapıyordu: “İkinci kalkışmaya hazır olun. Ve çok yakın bir zamanda. Çok net bilgi olarak söylüyorum: İkincisi daha kanlı olacak. Ben sizin aracılığınızla Türkiye’yi uyarıyorum. Kimse ‘Tamam bu iş bitti, Türkiye rayına oturdu, artık Amerika başka bir şey yapamayacak, FETÖ başka bir şey yapmayacak, PKK başka bir şey yapamaz, biz belini kırdık bu örgütlerin’ falan demesin. Bu bizi, hazırlanmakta olan kalkışmada tamamen başarısızlığa götürür. Paramparça oluruz.”

      “Aldığım bilgiye göre, İngilizler 2,5 aydır Güneydoğu’daki bütün aşiretlerin ayağına gidiyor. Özellikle Hakkâri, Van, Çatak, Silopi, Mardin bölgesinde etkin aşiretlere… Bunlarla pazarlıklar yapıyorlar. Toprak ağası olarak varlığını sürdüren bu aşiretlerin bankalara olan birikmiş trilyonlarca liralık borçlarını ödediler. İngiltere ödedi bunları. Konsolosun aşiretler içinde ne işi var? PKK yol kontrolü yaparken bunların araçlarını ‘buyurun’ diyor bırakıyor, diğer araçlara kimlik kontrolü yapılıyor. Neden?”

     “Peki bu kaos nasıl olacak? Çok net bir bilgi bu: Güneydoğu’da her zaman yaptıkları gibi HDP’lilerin de çağrısıyla bir nümayiş, gösteri yapılacak. Polisin, askerin içinde tespit edilmemiş FETÖ’cüler gaz sıkmak yerine, halkın üzerine ateş açacaklar. Bu, benim ulaştığım bir bilgi, net. Olay büyük ihtimal Şemdinli, Yüksekova ya da Kızıltepe’de olacak. Burada 15-20 kişi ölecek. Bölgedeki bütün ilçelerde, illerde, İngiliz konsolosluğundan ziyaret edilen aşiretler bu oyuna gelirlerse eğer, halkı sokağa dökecekler. Batı’da ise fitili, 4-5 noktada sansasyon yaratacak büyük patlamalarla ateşleyecekler. Bunu ya PKK ya da IŞİD yapacak. Yine eşzamanlı olarak hedef olarak gördükleri kişilere yönelik suikastlar devreye girecek. Bu yapıldığı zaman inanılmaz bir kaos ortamı olacak. Herkes ayağa kalkacak ve iç savaş dedikleri, esas onların istedikleri plan hayata geçecek.”

      “15 Temmuz’da beceremedikleri, erken düğmeye bastıkları için yapamadıkları bu. İç savaş durumunda Amerika diyecek ki, ‘Benim Türkiye’de vatandaşlarım var. Zaten Türkiye de benden yardım istedi’, diyerek gelip oturacak. İngiltere de aynı şekilde hazırlıklı zaten. Peki ne olacak o zaman Türkiye? Allah korusun. Kimin kimi vurduğu belli olmayacak. Komşu komşuyu vuracak, yağma başlayacak. Aklınıza ne geliyorsa, her şeyi uygulayacaklar, 100 sene önce yapamadıklarını şimdi yapacaklar. 40 yıldır FETÖ’yü, PKK’yı bunun için yetiştiriyorlar. Amerika, İngilizlerle beraber bu işin arkasında olacak. Öcalan’ı ben sorguladım. 8 ay boyunca orada kaldım. Bana bir lafı var: ‘Dünyada bugüne kadar her şeyi İngilizler planlar, Amerikalıları oynatır’.” 

        Amerika ve İngiltere için söyledikleri azdır bile. Dünyanın her tarafını karıştırıyor ve sömürüyorlar. Bütün fitne ve katliamların sebebidirler. Bütün İslam coğrafyasını karıştırdılar. Türkiye, İran ve emirlerinden çıkacak Arap krallarını affetmezler. Bölge vekillerinden daha çok bu ülkelerin konsolos, gazeteci ve farklı kimlikler arkasına gizlemiş ajanları dolaşmaktadır. Ancak bu açıklamadan genel olarak töhmet altına sokulan Aşiretler, haklı olarak tepki gösterdiler.

        Atilla Uğur’un bu açıklamasına sert tepki gösteren birçok aşiret mensubu, Ankara’da TBMM’nin ilk binasının önünde toplanarak birçok kesime önemli mesajlar verdiler. Aşiretler adına konuşan Savcı Sayan, şu açıklamayı yaptı:

 “Darbe girişimi gecesi yaşanan birlik ve beraberlik ruhunun, ülkenin, milletin dış ve iç düşmanlarını rahatsız ettiğini ve malum terör odaklarının yeni bir kara propaganda hedefine konulduğunu” söyleyen Sayan, “Bu çerçevede emekli bir Albay İngilizlerin Kürt aşiret liderlerine para verdiğini, borçlarını ödediğini ve bu aşiret liderlerinin Türkiye’ye karşı yeni bir ayaklanma için örgütlendiğini beyan etmiştir. Bu akıl dışı, edepsiz, ahlaksız, mesnetsiz iddialar Kürt toplumunun sosyolojik gerçeği olan aşiretleri de zan altında bırakmıştır. Bizler Kürt Aşiret ve ailelerinin üyeleri olarak, geçmişte de benzerlerine çok rastladığımız maksatlı ve iğrenç zihniyetin; Kürt toplumunu tahkir ve tezyif edici mesnetsiz iddialarını katiyetle reddediyor ve bunu dillendireni şiddetle kınıyoruz” dedi.

        Yapılan açıklamadan haklı olarak rahatsız olan aşiretlerin Ankara’da ve ilk kurulan Meclis binasının önünde açıklama yapmakla, herkes tarafından çok iyi anlaşılması gereken şu iki önemli mesajı verdiklerini düşünüyorum.

        1 – Ne ayrılığından bahsediyorsunuz? Bizler (Kürtler), diğer kardeşlerimizle beraber bu ülkenin asli unsuruyuz. Hakkâri bizim olduğu gibi, Türkiye’nin Başkenti Ankara’da bizimdir. Tıpkı Batman ve Hakkâri’nin Kürt, Türk, Arap, Laz… Bütün vatandaşların olduğu gibi…

        2 – Savaştan sonra tüm halkın ve farklı kesimlerin temsil edildiği; Bütünü yansıtan ve bu halkın inancı, esası üzerine inşa edilen, 1. Meclisin özüne dönülmesini istiyoruz…

        Ben naçizane de, A. Öcalan’ı sorguladığı! Görüntülerini youtube de bolca izlediğimiz Atilla Uğur ve devlet yetkililerine sormak istiyorum. İzlediğimiz görüntülerde A. Öcalan kendi sesinden; Türkiye için bir şans olduğunu ve devletin mutlaka kendisinden yararlanması gerektiğini, iyi hizmetlerde bulunabileceğini, “Kendisine fırsat verilmesi halinde örgütü silahsızlandıracağını, Kandil kadrolarını dağıtacağını, demokratik bir birliktelikle Türkiye’yi uçuracağını…” söylüyor.    

         Merak ediyorum!

        - Birileri bunu istemedi diye mi, bunlar gerçekleşmedi?

        - Abdullah Öcalan’a mı güvenilemedi?

        - Yoksa fırsat verildiği halde, Öcalan mı bunu gerçekleştirmedi veya gerçekleştiremedi?

        -Yoksa Öcalan’ın böyle bir şey yapmasını istemeyen birileri, Öcalan’ın kulağına “Gücünü göstermelisin. Örgüt yoksa, bu duvarlar arasında çürümeye mahkum olursun” şeklinde bir şeyler mi fısıldadı?  

        Anlayacağınız, gündem epey karışık ve kafalarımızı karıştırmaya devam edecekler…