İhsan Pınar

İhsan Pınar

Kronikleşmiş Muhalefetle Farkımız!

Kronikleşmiş Muhalefetle Farkımız!

Geçen hafta karne hediyesi olarak ‘et’ alımı haberi gündem olmuştu. İçlerinde parti başkan ve sözcülerinin de olduğu muhalifler, balıklama atladıkları bu haber üzerinden hemen saldırıya geçtiler. Daha sonra haberdeki sahtekârlık ortaya çıktığı halde, bu yalana malzeme olanlarda bir pişmanlık ve özür görülmedi.   

        Oysa uydurmaya, masum çocuk ve annesini istismara gerek yoktu. Ülkede yoksul, geçinemeyen milyonlarca insan var. Ama eleştirdikleri hükümet gibi, bu insanların semtine uğramadıkları için halkın gerçeğinden uzaktırlar. Ancak duydukları ve uydurdukları üzerinden birbirlerini karalarlar. Halkın sorunlarına çözüm proje ve önerileri yerine, rakiplerini kötüleyerek üste çıkmaya çalışıyorlar. Bu yüzden ‘Güven’ vermiyorlar. Oysa Adalet, yoksulluk –ekonomik sorunlar başta olmak üzere, hükümeti eleştirecek o kadar sorun var ki, ama onların derdi başka!  

        Eleştiriyi, tartışmayı ve muhaliflerimizi suçlamayı çok severiz. İktidarı eleştiren bir arkadaş, beni konuşturmak için sürekli zorluyordu. Baktım rahat bırakmayacak. Kendisine dönerek:  

        “Hiçbir partiye bağlı olmadığımı biliyorsun” diye sordum. 

        “Evet’ dedi.  

        “Hiçbir şahıs ve lidere bağlı olmadığımı biliyorsun”  

        “Evet” dedi.  

        “İrademi hiç kimseye teslim etmediğimi ve hiç kimse için benim ‘iradem’ demediğimi biliyorsun”  

        “Evet” dedi.  

         “Bak arkadaş! Ben ve benim gibileri sizler suçladığınız iktidara doğru itiyorsunuz” dedim. 

        “Niye abe” deyince:  

        Bak arkadaş hiç güven vermiyorsunuz. Daha hükümet olmadan, kazandığınız Belediyelerde iktidarı yapmakla suçladığınız bütün kötülükleri fazlasıyla yapıyorsunuz. İktidarı kendi yandaşlarını işe almakla suçluyorsunuz. Ama siz, sizden olmayan binlerce insanı işten çıkararak yandaşlarınızı yerlerine alıyorsunuz. Sizden olmayan esnaf ve vatandaşa zorluk çıkarıyorsunuz. Bir Pazar yerinde yer vermek için bile ‘Bedel’ istiyorsunuz. Halka hizmet yerine partizanlık yaparak ayrıştırıyorsunuz. Bitme aşamasındaki camileri engellemeye çalışırken, insanlarımızı inanç ve aileden uzaklaştıracak lgbt gibi çalışmalara destek veriyorsunuz. Hizmet yerine halkın inancı, kıyafeti, din ve namus anlayışıyla uğraşıyorsunuz…” ben bunları yaşanmış örnekler üzerinden sıralarken, “Sen de haklısın abe” dedi.  

        Maalesef bizim siyasilerin çoğunun durumu bu. Kendi ideolojileri, düşünceleri, beklenti ve icraatları; Halkın değer, talep ve değerleriyle uyuşmuyor. Halka uyacaklarına, halkı peşlerinden sürüklüyorlar. Hiçbiri aldığı yüksek maaşlardan, ayrıcalıklardan, halkın hazinesinden aldıkları yardımlardan! 600 vekilin maliyetinden… Şikâyetçi değil.  

        Halkın yararına projeler üretmeyen siyasiler, rakiplerinin yanlışları üzerinden kazanmaya çalıştıkları için kötülemekte hiçbir sınır tanımıyorlar. Oysa rakiplerinizi karalamakla siz iyi olmuyorsunuz. Ancak iyi işler yaparak ve Güven vererek iyi olabilirsiniz. Siyaseti demode olmuş ideolojileriniz, bitmeyen hırsınız ve talimatla yapmayacaksanız; halka ve halkın sorunlarına eğilin. Halkın çözüm bekleyen binlerce sorunu var.  

       Eleştirdiğiniz yolsuzluk, partizanlık, ayrıştırma, adam kayırma… Kötülükleri siz yapmayın. Halkın inanç ve kutsallarıyla uğraşmayın. Suni ve masa başı hazırlanan eleştiriler yerine, gerçek sorunları ve çözüm önerilerinizi bildirin.  

        Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele için güven verin 

        Hiç kimseyi işten çıkarmayacağınıza; partizanlık yaparak devlet kurumlarında kadrolaşmayacağınıza; görev ve terfilerde partizanlık yapmayıp, liyakate göre davranacağınıza inandırmalısınız.  

        Mesela; Nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan Kürtlerin Anadilinin resmi olmaması, ayrışma ve anarşiye sebep olarak büyük yaralara sebep olmaktadır. Hakkın yerini bulması, Adalet ve kaynaşmanın sağlanması için Kürtlerin de Türk, İngiliz, Fransız… Her halk gibi, kendi topraklarında kendi dillerini hayatın her alanında resmi olarak kullanması için uzlaşabilir ve hükümeti çözüme teşvik edebilirsiniz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi