“Kudüs” Gerçek Yüzleri Gösteren Bir “Aynadır”
Kudüs bir aynadır; dini ve insani hassasiyetleri gösteren.
Kudüs’ün bulunduğu Filistin topraklarında, daha önceleri Filistinlilerin ataları olan ‘Kenaniler’ yaşamaktaydı. Davut, Süleyman, Zekeriya, Yahya, İsa… Gibi birçok Peygamberler burada yaşamışlardır.
Son Peygamber Hz. Muhammed’in İsra ve Miraç hadiseleri burada gerçekleşir. Kur’an’da geçen İsra (gece yürüyüşü) ile Kudüs’e getirilir ve buradan Miraca yükseldiği rivayet edilir. Bu olay Kur’anı Kerimde şöyle geçer: “ Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, kulunu (Muhammedi) bir gece Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah (her türlü noksanlıklardan) münezzehtir. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve her şeyi görendir.”-İsra:1-
Müslümanlar Hicretten 17 ay sonra Kıble ile ilgili ayetler nazil oluncaya kadar da namazlarını Mescid-i Aksa’ya yönelerek kılmışlardır. Müslümanlar için Mescid-i Aksa, Mekke ve Medine’den sonra en kutsal yerdir ve oraya da “ Harem-i Şerif” demektedirler.
M.Ö. 587’de Babiller (Pers) Kudüs ve kutsal tapınakları yerle bir ettiler ve Yahudileri Babil’e sürdüler.
M.Ö. 63’te Kudüs’ü ele geçiren Romalılar, M.S. 70’te Musevi isyanlarını bastırmak için Süleyman Tapınağını yıktılar; Kutsal kitaplarını yaktılar ve dini ibadetlerini yasakladılar. Museviler artık sadece Sion tepesine Hac için çıkıp tapınağın ayakta kalan tek duvarı olan ‘ Ağlama Duvarı’ karşısında yas tutarlar. Ve 132’de Musevileri tamamen şehirden çıkararak dünyanın dört bir tarafına dağıttılar.
313 tarihinde Roma imparatoru Konstantin’in Hıristiyanlığı tanıması ile Kudüs büyük Kiliseler ile donatılır. Hıristiyanlar, bu kentte Hz. İsa’yı çarmıha gerip öldürdüklerinden dolayı Yahudilerden nefret ediyorlardı.
634’te anlaşma yoluyla Şehri alan İslam Devlet Başkanı Hz. Ömer, şehir halkına zarar vermez ve herkesi kendi inancında serbest bırakır.
1095’te Avrupa’dan toplanan Haçlı Ordusu tarafından ele geçirilen Kudüs yağmalanır; Müslüman ve Yahudiler katledilirler. Katolik Haçlılar, Ortodoks Hıristiyanlarına bile zulmettiler.
1187’de Selahaddin Eyyubi şehri fethederek, Haçlıların “Kudüs Krallığına” son verir. Hiç kimsenin inancına ve yaşam tarzına karışmaz ve dini ayırım yapmadan yoksullara yardım eder. Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanlarca kutsal bilinen bu topraklarda, herkes kendi inancıyla beraber ve barış içinde yaşarlar. Müslümanların bu hoşgörü ve merhametleri, dindar Hıristiyan ve Yahudilerin Kudüs’ e yerleşmelerine ve burada yaşamalarına imkân sağlamıştır.
Kudüs’ten çıkarıp dağıttıkları Yahudilerle başı belaya giren Avrupalılar: Yahudileri 1290’da İngiltere’den, 1392’de Fransa’dan, 1492’de İspanya’dan, 1497’de Portekiz’den kovmuşlar. Ancak inançlarını saklayanlar kalabilmişlerdir.
Dünyanın 3’te birini işgal eden 19. Yüzyılın sömürge kralı İngiltere, Fransa ile birlikte bütün İslam coğrafyasını işgal etmiş ve kendi işbirlikçilerini başa getirmişti. İslam dünyası bir daha bir araya gelip güçlenmesin diye, topraklarını küçük küçük parçalara ayırıp işbirlikçileri arasında paylaştırmıştı. Ve kendi içlerinden kovdukları Yahudileri, Müslümanların ortasına, 1917’de işgal ettiği Filistin’e yerleştirdi.
1880’de Filistin’de 35 bin Yahudi yaşarken, 1917’de bu rakam 75 bine çıkarılmıştı. Yahudileri Filistin’e yerleştirme ilanı olan Belfour bildirgesinin yayınlandığı 1917’de; Filistin’de 570 bin Müslüman, 75 bin Yahudi ve 74 bin Hıristiyan vardı. Ancak Avrupa devletleri ve Rusya’nın anlaşmışçasına, teşvik ve desteklemeleriyle 100 binlerce Yahudi Filistin’e göç ettirildi.
1947’de nüfus % 31 ve toprakların % 6-7’sine sahiptiler. Ve BM, dışardan getirdiği ve nüfusun 1/3’ni oluşturan Yahudilere Filistin topraklarının % 56,5’ni; Filistin’in esas sahipleri ve nüfusun 2/3’sini oluşturan Filistinli Müslümanlara toprakların % 43,5’ni veriyordu. Kudüs’te uluslararası ortak bir yönetime bırakılacaktı!
Peki netice?
ABD ve Avrupalıların azdırdığı ve ileri karakol olarak kullandığı Siyonist İsrail, elindekiyle yetinmedi. Sürekli olarak Filistinlileri katletti ve topraklarını işgal etti. 1947 Kurt paylaşımında eser yok. Müslüman Filistinlilerin ellerindeki topraklar tamamen alınmış, devlet defnedilmiş. Filistin halkının çoğu mülteci; kalanların da evlerine el konuluyor, katlediliyor ve çocuklarıyla tutuklanıyorlar.
Ey dünyadaki Adalet ve dengeden sorumlu Müslüman! Ey Musa, İsa ve Hz. Muhammed’in şahsında bütün peygamberlere inanan ve varis olan Müslüman! Ey Selahaddin Eyyubi’nin çocukları ve varisleri! Ey daima zalime karşı mazlumdan yana olması gereken Müslüman! Bu gün Siyonist zalimlerin bütün insani ve imanı değerleri ayaklar altına aldığı Kudüs’e sahip çıkma günüdür.
Ey vicdan sahibi İnsan! Her gün ekranlarda izlediğin katliamlara; Filistinli kadın ve çocukların kameralar önünde açık bir şekilde katledildiği, işkence gördüğü, tutuklandığı, mabetlerinin yıkıldığı, füze ve buldozerlerle evlerinin başlarına yıkılmasına tepki gösterme günüdür.
Kral, prens ve diktatörlerin ABD ve İsrail işbirlikçileri olduklarını unutmayalım. Topu birbirimize atarak sorumluluktan kaçmak hiç kimseyi kurtaramayacaktır. Hepimiz gücümüz ve imkânlarımız nispetinde sorumluyuz. Bizler halk olarak tepkimizi koyacak, ABD ve İsrail mallarını boykot edeceğiz ki, yöneticileri de ABD ve İsrail ile her türlü ilişkilerini kesmeye zorlayalım…
Sözün özü: Bir tarafta dünyanın fitne merkezi, işgalci ve katliamcı ABD, İsrail ve işbirlikçileri; diğer tarafta ülkeleri işgal edilmiş, kadın çocuk her gün katledilen, evleri başlarına yıkılan mazlum ve Müslüman Filistin halkı. Duruşunuz ve desteklediğiniz saf, sizin gerçek kimliğinizi göstermektedir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.