Hepimizin dillendirdiği Adalet: her şeyi yerinde kullanmak ve herkese hakkını vermektir.   

        Ahlak ise; haddini bilmek ve başkalarının hakkına saygı göstermektir.  

        Topluma güven ve huzur veren bu değerler çiğnendikçe; toplumda huzursuzluk, düzensizlik, kötülük ve kavgalar çoğalacaktır.  

        Ve maalesef en çok da bilme iddiasında bulunanlar, bu değerleri çiğnemektedirler. Hadleri dışında her şeyi bilen havasındaki bu çokbilmişler: 

        Dilini bilmedikleri ve uymadıkları Kur’an ve Dini, en iyi onlar bilirmiş! 

        Siyaseti, İdeolojileri… En iyi onlar bilir!  

        Devlet, ekonomi, askeriye, eğitim, sağlık, medya… Yönetimini en iyi kendileri bilir! Bütün sorunların sebebini ve çözümünü çok iyi bilirler!  

        Devletlerarası görüşmeleri, istihbarat servislerinin ulaşamadığı bilgileri… Onlar bilir!  

        Hadleri dışında her şeyi bilirler! 

        Alim, profesör, devlet, istihbarat bazı şeyleri bilir, bunlar her şeyi bilir!  

        Sizi sizden iyi bilirler! Dininizi, düşüncenizi, partinizi… Sizden iyi bilirler! 

        İstedikleri parti ve şahısları över, göklere çıkarırlar! 

        İstediklerini kötüler şeytanlaştırırlar! 

        Onların gösterdikleri gazeteleri okumalı, televizyon kanallarını izlemeli ve istedikleri partileri desteklemelisiniz.  

        Muhaliflerinin iyi görünen söz ve icraatlarına aldanmamalısınız! Onların ‘iyi’ dediklerine iyi, ‘kötü’ dediklerine kötü demelisiniz. Velev ki akrabalarınız bile olsa, kötü dediklerini asla dinlememeli ve inanmamalısınız! Farklı sesleri dinlemeye, araştırmaya, okumaya hiç gerek yok! Her şeyin en iyisini onlar bilir, onlara uy gerisini merak etme! Onlar bilir, siz bilemezsiniz. Bilmediğiniz, yanlış yapabileceğiniz için ‘İradenizi’ onlara teslim etmelisiniz!  

        Her şeyin doğrusunu en iyi onlar bilir ve onlara uymalısınız! İstedikleri partileri tutar, istedikleriyle ittifak ederler. Ama sizin akıl ve öyle bir hakkınız yok! Aslında Kibir, çıkar ve ideolojilerine esirdirler. Hakka, Adalete, insanlık yararına göre değil; çıkar ve ideolojilerine göre hareket ederler. Taraf ve karşıtlıkları buna göredir. Koltuk ve ideolojileri sizlerden çok daha önemlidir. Siz bilmezsiniz, onlar bilir! Yanlış gördüğünüz şeyleri asla eleştirmemeli, dâhiyane akıllarına yorumlamalısınız. Cinayet işleseler, şeytanla işbirliği yapsalar bile, hayra ve çokbilmişliğe yorumlamalısınız!  

        İşte geri kalmışlığımızın, huzursuzluğumuzun, kavgalarımızın esas sebebi bu hastalıklardır. Kendimiz olmadıkça; kendi akıl ve irademizle karar verip, Hak ve Adaletten yana olmadıkça; parti, örgüt ve liderlerin peşinde sürüklendikçe bu eziklik, kandırılmışlık, yoksulluk, partizanlık, ayrışma ve kavgalar devem edecektir. Ve çokbilmişler, kendi makam ve koltukları için bu teslimiyet ve partizanlığın devam etmesini istiyorlar.  

        Eğer gerçekten Hak, Adalet, Toplumsal Barış, Özgürlük, bir arada kardeşçe yaşamak istiyorsak; parti ve örgütlerin esaretinden, militanlığından, partizanlığından kurtulup, özgür bireyler olarak Hakkı ve insanı yücelterek gönüllerimizi birbirimize açmalıyız…