Evet varlıkların en erdemlisi olan insan, vicdan ve merhameti kaybedince en zararlı ve en aşağılık mahluk haline gelebiliyor. İnsan sağlığından sorumlu sağlık personeli, insanın canına kast edebiliyor.
       Yeni doğan çetesini duymuşsunuz. Üniversite okumuş, asgari ücretlinin 3-5 katı kadar maaş alan bazı doktor ve hemşireler, daha isim verilmemiş bebeklerin canına kast etmişler. Ölümü şüpheli 10 bebekten söz ediliyor ki, şikâyet gelmesi halinde bu sayının daha da artacağı tahmin edilmektedir. Canımızı emanet ettiğimiz sağlık personeli, 3-5 kuruş menfaat için dünyanın en masum bebeklerin canına kıymışlar. Bir zamanlar solcu arkadaşların iddia ettikleri gibi, bunların parasızlıktan ve geçim sıkıntısından bunları yaptıkları söylenebilir mi? Ki çoğu da eşleriyle beraber çift maaş almaktadır. Ve dünya gerçeğine baktığımızda, sömürü ve işgalleri dünyanın en zenginleri Siyonist ve emperyalistlerin yaptıklarını görüyoruz. Fakir karnını doyuracak bir lokma ekmek derdindeyken, zengin daha çok biriktireyim diye sağa sola göz dikmektedir. Maalesef ki zenginlikle sarhoş olan zayıf karakterli insanlar, uyuşturucu almış gibi bağımlı olarak daha çok, daha çok diyerek mala ulaşmak için hiçbir sınır tanımamaktadırlar.    
        Allah’a, hesap gününe inanan bir insan bu cinayetlere iştirak edebilir mi? İman, vicdan ve merhamet asla böyle bir vahşeti kabul etmez. Bir insanın İnançla beraber, fıtratına yüklenen vicdan ve merhameti de kaybetmesi gerekir ki, böyle bir vahşeti yapabilsin veya taraf olabilsin.
        İman, Vicdan ve Merhamet… İnsanlığın teminatıdır. Bunları kaybeden insan ise fırsat bulduğunda her türlü kötülüğü yapabilecek durumdadır. O sebeple insanın kalitesi çok önemlidir. Dünyanın her tarafında vicdan ve merhamet sahibi insanlar, Siyonistlerin katliamlarına tepki gösterirken; içimizdeki vicdansız ve merhametsizler, çıkar beklentisiyle zulmü perdelediği gibi katil Siyonistlere taraf olabilmektedir. Son bir yılda 20 bine yakın ve 20 bin civarında çocuk, bebek katleden Siyonistlere, şahsi veya ulusal çıkar bahanesiyle göz yumup, taraf olanların, masum bebeklere kıyan bu katillerden bir farkları var mı?
        İman, Vicdan, Merhamet, Adalet, Dürüstlük… Zalim ve masumu renk ve ırkına göre değerlendirmez. Şahsi ve ulusal çıkarlar bahanesiyle, yüzbinlerce masum insana kıyan zulme taraf olunamaz. Taraf olanlar da aynı zulmü işleyenler gibi aşağılık mahlûklardır. Siyonistlerin bunca açık zulmüne bir çıkar beklentisiyle taraf olanlar, kanıksadıkları bu zulmü kendi çevrelerine de yapmaktan çekinmezler. Nitekim Vicdan ve merhameti kaybedenlerin, 6-8 Ekim olaylarında ellerinde kurban etleri olan komşu ve akrabalarını nasıl canice katlettiklerine şahit olduk.
        Eğer vicdan ve merhamet varsa, bunca açık zulme kayıtsız ve tarafsız kalamasın. Eğer zalim siyonistlere taraf olabilecek bir beklenti ve tavır içindeysen de, ırkının ve kendine biçtiğin ismin hiçbir değeri yok. Bir çıkar beklentisiyle, insanları toplu katleden siyonistlere yalakalık, zalimden daha aşağılıktır. Çünkü zalime ve yalakasına güven olmaz. Babanın oğluysa dahi, eğer bencil ve çıkarı için zulmedip seni zalime satacak karakterde ise, ona güvenmez ve uzak durursun.
       İman, Akıl, Vicdan, Merhamet, Adalet, Doğrululuk… Hasletleriyle Erdemli insan olmalısınız. Ancak bunlarla yücelir ve çevrenize, milletinize, insanlığa faydalı olursunuz. Bunları çıkar, parti, ideoloji, ırkınıza… Kurban ettiğinizde, şahsiyetini kaybetmiş, değersiz ve zararlı bir varlık haline gelirsiniz…
        Davanız ne olursa olsun İyi ve İyilikten yana olmalısınız. İnsani erdemlerde buluşmak dileğiyle…