Allah’ın Adaleti ve Sistemi!
Hamd Olsun O Alemlerin Rabbine…
Öncelikle şunu bilmemiz gerekir ki; tartı hiçbir zaman yanlış tartmaz ne eksik ne fazla. Hele bu tartı Allah terazisi olursa. Öyleyse bizi düşündürmesi gereken şey terazi değil tartıya konulan şeyler olacaktır. Sistem O kadar mükemmel ve adil işliyor ki, bunu tam olarak kavramak zor olsa da birkaç örnekle bunu anlamaya çalışacağız.
Sistemde var olan şeylere bakarsak, hiçbir şeyin gereksiz ve amaçsız olmadığını açıkça görebiliriz. Mesela zehir diğer canlılara ölüm, yılana ise hayattır. Zehir aynı zamanda ilaç olarak da kullanılmaktadır. Şimdi bu noktada şunu söyleyebiliriz; zehir her ne kadar kötü görünse de ne kötü, ne de amaçsız olarak yaratılmıştır. Burada şunu sorgulamamız gerekir, ne kadar biliyoruz? Eğer zehrin ilaç olarak kullanılabileceği bilinmeseydi zehri kötü ve amaçsız mı görecektik. İşte bu nokta çok önemli ne kadar biliyoruz? Şimdi kısaca değinmiş olsak da her şeyin bir amaç için ve kötü olarak yaratılmadığını bilmemiz gerekir.
İnsanların yaptığı iyilikler, kötülükler hepsi sistemin bir parçası. Kötülüklerin olmasını kimse istemez elbette. Ama insanların bazısına cehennem hak olsun diye Allah kötülüklere izin vermiştir. Bir insanı işlemediği bir suç yüzünden bu dünyada bile kimse hapse atmaz. Kaldı ki Allah Adaleti insanı denemeden cehenneme atsın. Tabi hüküm Allah`ın O`nun bize öğrettiğinden başka bir şey bilemeyiz. Aklımızı çalıştırıp kusuru Allah`ın adaletinde değil kendimizde aramalıyız. Acaba ne kadar kendimizi sorguladık. Şimdi Adaleti terazi, yaptığımız davranışları ise teraziye koyduklarımız olarak düşünürsek kendimizi tartma zamanı gelmedi mi?
Kaç kere iyilik ettik, kaç kere kötülükler yaptık, adil davrandık mı? Doğru olduk mu? Edepli mi davrandık? Hayasızca mı? İnsanlarla alay ettik, kendimizi büyük gördük, kalp kırdık mı? Şükrettik mi? Emanetlere sahip çıktık mı? Sözümü tuttuk mu? Dürüst olduk mu? Tabi bu böyle uzar gider. Buradaki can alıcı nokta yaptığımız her iyi veya kötü davranışın bir karşılığı olduğunu bilmemiz gerekir. Dikkat edin terazi çok hassas bütün bunlar karşılıksız kalır mı? Gerek bu dünyada verilsin, gerekse ahirette adalet zerre kadar bile olsa karşılığı muhakkak vardır diyorsak neden kusuru adalette arıyor da kendimizde aramıyoruz. Bütün bunlara rağmen Allah merhameti ve af kapısı her zaman açık ve insanın hemen yanında duruyorken maalesef bazı insanlar nankörlükten başkasını seçmiyor. Bu anlattıklarımı ve adaletten insana verilen şeyleri sadece bu dünya nimetleriyle değerlendirmeyin. Hz. Muhammed (s.a.v) de yoksuldu ama derecesi meleklerden bile herkesten yüksektir. Ayrıca başımıza gelen musibetler hakkımızda hayır mı şer mi onu da bilemeyiz. Adaletten ne gelirse gelsin her zaman Allah’a sığınmalıyız ki bizi doğruya kılavuzlasın. Allah’ın izin verdiği ölçüde bazı şeylere dikkat çekmek istedim. Allah hepimizi affetsin, hidayetinden, merhametinden, affından, sevgisinden mahrum etmesin. Anne çocuğunu kötü bir iş yaptı mı döver ama bu onu sevmediği anlamına gelmez. Annenin merhameti bile böyleyse Allah`ın merhametine kadar büyük artık onu siz düşünün. Allah bir tokat attıysa bilin ki bu yaptığımız kötü işlerin bir sonucudur. Kaldı ki bir çoğunu da bağışlıyor. Geç kalmadan vakit isyan vakti değil Allah’a sığınma vaktidir.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.