Bu ne densizlik?
23-27 Mart tarihleri arasında Konya’da düzenlenen 14. Tarım Teknolojileri Fuarında, misafirimiz, kardeşimiz ve can dostumuz Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Ziraat Bakanı Abdussettar Mecid beyin konuşmasına bazı haddini bilmezlerce müsaade edilmemiş.
Konuşmasını Kürtçe yapmak isteyen bakana, bazı densizler konuşmasını Türkçe veya İngilizce yapmasını istemişler. Misafir Bakan, haklı ve onurlu bir tavırla “İngilizceyi iyi bilmem; Ben bir Kürt bakan olarak konuşmamı Kürtçe yapmak istiyorum. Çünkü bu, benim anadilim…” isteği, Fuar hazırlık komitesi tarafından kabul edilmedi ve konuşturulmadı.
Şimdi biz vatandaşlar olarak bazı şeyleri merak ediyoruz!
- Bu hazırlık komitesini kim oluşturdu, kimlerden oluşmakta ve böyle dil yasaklama yetkisi var mıdır?
- Bu kafa gezegenlerden gelmediğine göre, hala geçmişin karanlık dehlizlerinde gaflet uykusuna devam mı ediyor? Türkiye’de inkâr ve asimilasyon politikalarının iflas ve terk edildiğinden haberleri yok mudur?
- Konuşulmasına müsaade etmedikleri Kürtçenin, ‘Seçmeli Ders’ olarak devlet okullarında öğretildiğinden haberleri yok mu? Devletin, Özel Okulların Kürtçe ile eğitim yapmasına olanak sağlayan düzenlemeler yaptığından gafil midirler?
- Yasaklamaya çalıştıkları Kürtçe ile Türkiye Cumhuriyetinin 24 saat yayın yapan “ TRT KURDİ” isimli bir televizyon kanalının olduğundan bihaber midirler?
- Şu anda Türkiye Cumhuriyetinin en samimi ve sadık dostunun Kürdistan Yönetimi olduğunu ve iyi ilişkiler içinde bulunduklarını bilmiyorlar mı? Yoksa bu dostluk ve ilişkileri bozmaya mı çalışıyorlar?
- Geçmişin inkâr ve düşmanlığının aksine Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Cumhurbaşkanının, Mesut Barzani’yi “ Kürdistan Başkanı” olarak kucaklayıp, misafir ettiklerini bilmiyorlar mı?
- C. Başkanı, Başbakan ve bazı bakanların, bir iki kelimeyle de olsa halkla Kürtçe selamlaştıklarını duymadılar mı? Acaba bu zevatın gücü yettiğinde, Kürtçe konuşmalarından dolayı bu devlet erkânından hesap sormayı düşünüyorlar mı?
- Bu kafa, acaba bu nezaketten uzak gayri insani tavırlarını ırkçı hastalıklarından dolayı mı, yoksa hükümete inat tavırlarından dolayı mı sergilemişler?
- İngilizce, Almanca… Farklı dillerde konuşmaları ezilmişlik psikolojisi içinde ağzı açık bir şekilde dinleyenlerin, komşuları ve kendi vatandaşı milyonlarca Kürt’ün dilinin konuşulmasına tahammül ve müsaade etmeyenler, bu utanç verici tavırlarını nasıl ne neyle gerekçelendirebilirler…
- İçinde bulunduğumuz bu nazik dönemde böylesine ayrıştırıcı, kışkırtıcı ve hükümetin politikalarına yüzde yüz ters, ırkçı bir tavır karşısında hükümet gerekli araştırmaları yapıp, gerekli tedbirleri alacak mı? Bir daha böyle bir densizliğin yapılmaması için gerekli cezayı müeyyideler uygulanacak mı?
- Kardeş, komşu ve misafirimiz olan Kürdistan Ziraat Bakanına karşı yapılan bu kabalıktan dolayı, Kürdistan yönetimiyle konuşulup gönül alınacak mı?
- Kanaatimce getirilen yeni düzenlemeyle “Nefret suçu” kapsamında değerlendirilmesi gereken bu densizlik karşısında, adli merciler gerekli soruşturma ve yargılamada bulunacaklar mı?
Hayat rehberimiz Kur’an’ı Kerim şöyle buyurmaktadır:
“ Ey insanlar! Gerçekten biz sizi, bir erkek ve bir kadından yarattık. Tanışasınız diye, sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Biliniz ki Allah katında en değerliniz, takvaca en ilerde olanınızdır. Şüphesiz ki Allah, her şeyi bilen; her şeyden haberdar olandır.” -Hucurat: 13-
Diller, renkler… Aralarında hiç birinin diğerlerinden bir fark ve üstünlüğü olmayan, Allah’ın ayetlerinden birer ayettirler. Her kim ki, Allah’ın yarattığı bu ayetlerden birini inkâr eder veya karşı gelirse; Allah’ın açık Ayetlerine karşı gelmiş olur…
Allah’tan dilerim ki, tıpkı başörtüsü yasakçısı bazı hanımların ömürlerinin sonunda başlarını kapatmak zorunda kalmaları gibi; bunların da kızları bir Kürt gencine aşık olur ve bu Kürtçe düşmanları, doğacak çocuklarıyla anlaşabilmek için Kürtçe konuşmak zorunda kalsınlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.