İhsan Pınar

İhsan Pınar

Dürüst Ve Akıllı Olun…

Dürüst Ve Akıllı Olun…

        Kötülüğe karşı olmak, insani ve İslami bir sorumluluktur. Ancak sırf muhalif olduğu için karşıtlarını yalan ve iftiralarla karalamak, bizatihi kötülüğün de kötüsü olmaktır.

        Eskiden muhalifliğin ve düşmanlığın da bir ölçüsü ve hukuku vardı. Mekke müşriklerinin liderlerinden Ebu Süfyan’ın, kendisine Hz. Muhammed’i soran Bizans’ın Şam valisine,  Hz. Peygambere iftira etmeden Onu “ Dürüst, vefalı, yardımsever…” olarak anlattığı rivayet edilir.

        Aldığı yanlış bilgilerle Hz. Muhammed hakkında olumsuz bir oyun sahnelemek isteyen 18. Yüzyılın meşhur felsefecilerinden Fransız Voltaire, Osmanlı devletinin oyuna engel olması üzerine yaptığı araştırmada; yanlış bilgilerle İs

lam inancı ve Peygamberi hakkında gerçekten büyük haksızlık yaptığını görür ve bu gerçeği dile getirerek; “egemen güçlerin kasıtlı olarak İslam ve Peygamberi hakkında kendilerini yanlış yönlendirdiklerini; bu iftiraları anlamak için Kur’an’ın 1-2 Suresini okumanın yeterli olacağını” söyler.  

        Ancak “ Çamur at, tutmazsa da izi kalır” zihniyetini kendilerine düstur edinenler; gittikleri, ulaşabildikleri her yeri kendi çamurlarıyla kirlettiler, kirletmeye çalışmaktadırlar. Bunlarda utanma yok; söylediklerinin yalan ve iftira olduğunu defalarca ispatlasan da, kendilerine ezberletilen yalanları yaymakta ve yeni yalanlar üretmekten asla vazgeçmezler. Bunlar, batı-l fitnesinin ürettiği, programladığı yalan makinesi gibi habire yalan ve fitne yayarlar…

        Bizler masum değiliz. Ancak günümüzdeki toplumsal sorunların çoğu batı emperyalistlerinin başımıza bela ettikleri sistem ve işbirlikçi yöneticilerden kaynaklanmaktadır. Ve şeytani güçler bunu gizlemek için de aslında mağdur ettikleri bu halkı suçlamaktadırlar; beyni yıkanmış, batıl ideolojilerle programlanmış işbirlikçiler de papağan gibi kendilerine ezberletilen bu yalanları tekrarlamaktadırlar…

        ABD ve İsrail’in zulümlerini artırdığı bu günlerde; belki de ABD ve İsrail’e olan tepkileri azaltmak için birileri “ Müslümanlar (Türk, Arap ve Acemi) ecdadımıza zulmettiler…” propagandasına ağırlık vermişler.

        Ax ax ki virrek bıkırına, pé re tırek ji bıkırına – her yalan konuşan bir de beraberinde usursaydı… Da bu yalancıların kara yüzleri belli olsaydı…

        İnsanları ırk, dil, din, mezhep… Üzerinde genelleştirerek suçlamak ahlaki olmadığı gibi, doğru da değildir. Ancak İslam ve insanlık düşmanları, kendi yaptıkları kötülükler üzerinde bile İslam ve Müslümanları karalamaktadırlar.

        Evet bizler masum değiliz. Adımız Müslüman ama Allah ve Kur’an’dan daha çok; kapitalist sisteme, Marksist ideolojiye, çıkara, lider ve partilere kul- köle olmuşuz. Allah’ın yasakladığı kötülükleri yapıyor; insan şahsiyetini olgunlaştıran emirleri ise yapmıyoruz. Allah “ Kardeşsiniz- Adaletli olun…” buyurmaktadır. Bizler ise batı-l ideolojilere ve partilere uyarak; ırkçılık, partizanlık yaparak, birbirimizi yiyiyoruz…

        Peki suçlu kim? Din mi? Yoksa dini terk edip, sizin gibi nefis, ırk ve batıl ideolojilerin peşinden gidenler mi?

        Din, asla zulüm ve haksızlıkları kabul etmez. Yapılan bütün zulüm ve haksızlıklar insanın kendi yanlışı ve günahıdır. Allah’ın asla affetmeyeceği zulümleri yapanlar, öncelikle Allah’a ve dinine karşı isyan ve ihanette bulunmuşlardır. Haliyle hiç kimse “ Müslüman” olduğu için zulmetmemiş ve zulmetmez.

        Eğer gerçekten samimiyseniz; eğer gerçekten bu halkın çocuklarıysanız; eğer celladına âşık veya şeytani güçlerin piyonları değilseniz! Müslümanlığından dolayı hiç kimsenin başkalarına zulmetmediğini ama insanlarımızın Müslümanlığından dolayı emperyalist güçler ve işbirlikçi yöneticiler tarafından zulüm ve kıyımlara maruz kaldığını göreceksiniz…

        Müslümanlara mal etmeye çalıştığınız zulümleri de sizin gibi batı-l işbirlikçiler yaptı. İdareciler: Müslüman oldukları için şeriat mahkemelerini kaldırmadılar.

Müslüman oldukları için; “Devletin dini İslam’dır” ibaresini Anayasadan çıkarmadılar.                                                       

Müslüman oldukları için ulusçuluk oynayarak halkı tek tipleştirmeye çalışmadılar.

Müslüman oldukları için Kürtlerin varlığını inkâr ederek asimile etmeye çalışmadılar.

Müslüman oldukları için; Cami ve medreseleri kapatıp, batı hayat tipini dayatmaya çalışmadılar.                                 

Müslüman oldukları için ezanı Türkçeye çevirip, hafızları ve âlimleri asmadılar. 

Müslüman oldukları için; geleneksel-dini bilinen kıyafetleri yasaklayıp, İtalyan şapkasını giymeyenleri cezalandırmadılar.       

Müslüman oldukları için askeri darbeler yapmadılar.                                    

Müslüman oldukları için; Şeyh Said, Ağrı, Zilan, Dersim… Katliamlarını yapmadılar.

Müslüman oldukları için Müslüman hanımın başörtüsüyle uğraşmadılar.

Müslüman oldukları için 28 Şubat zulmünü yapmadılar.

Hiç kimse Müslüman olduğu için; bu halkın arasına fitne sokarak, halkı ayrıştırmadı ve muhaliflerini “hain, işbirlikçi” suçlamasıyla infaz etmedi. Köy yollarına kör mayınlar döşeyerek halkını katletmedi.                                                                       

Arap kralları Müslüman oldukları için lider- yönetici olmadılar. Bilakis batı işbirlikçileri oldukları için kral yapıldılar. Bu krallar, Müslüman oldukları için ABD ve İsrail’e yardım etmiyorlar. Bilakis hain oldukları için Müslüman hareketlere karşı emperyalistleri destekliyorlar.                                                                                                                                                                Mısır Firavunu p- Sisi, Müslüman olduğu için; İhvan’ül Müslime karşı darbe yapıp, on binlerce Müslümanı katletmedi, Bilakis sizin gibi batı işbirlikçisi olduğu için Müslümanları katletti…                      

        Eğer Şeyh Said, Said Nursi, Seyyid Abdülkadir, Muhammed Qazi, Şeyh Mahmut Berzenci, Mele Mustafa’nın çocuklarıysanız! Bunlar Müslümandı ve Müslüman oldukları için hiç kimseye zulmetmediler. Bilakis Müslüman oldukları için zulüm ve kıyımlara uğradılar…     

        Bugün topraklarımızda yaşananlar da Müslümanlığın kabul etmediği şeylerdir. Irkçılık, mezhepçilik, batı-l işbirliği, katliamlar, canlı bombalar, komşu ve kardeşlerin birbirlerine ihanet etmesi, rastgele öldürmeler… Emperyalistlerin oyun ve senaryolarıyla ve işbirlikçilerince sahnelenmektedir. Bizim topraklarımızda, bizim can verdiğimiz ve zarar gördüğümüz bu savaşlarda,  emperyalistlerin ne kadar kazandığını düşünebiliyor musunuz? ABD ve Rusya’nın savaş ve barışa karar vermeleri, bu oyunun kendilerince tezgâhlandığını göstermiyor mu?           

        Dininiz, dinsizliğiniz, ideolojiniz, partiniz… Ne olursa olsun ama dürüst ve akıllı olun. Kendinize ve İslam karşıtı bütün oluşum ve eylemlere istediğiniz saygı ve hoşgörüyü, bu halkın kahır ekseriyetini oluşturan Müslümanlara göstermelisiniz. Bu halkın inancına yalan ve iftiralarla saldırarak ancak emperyalist şeytani güçlerin piyonluğunu yaparsınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi