Nazar değmesin çok çağdaşlaştık...
Galiba çağdaşlaştıkça da Özgürleşiyoruz!
Çağdaşlaşmadan önce Batman’da bir tek birahane vardı ve insanlarımız onun önünden geçmeye utanırlardı. Ama bugün neredeyse her cadde ve sokakta birer birahanelerimiz olmuştur. Ve her ay bir fabrika ederi kadar içki tüketimi yapılmaktadır.
Bizim gençliğimizde, hırsızlık ve lümpenlik konularında mahalleye sahip çıkılırken; günümüzde mahalleler hırsızlar arasında taksim edilmiş, her köşede bulunan park ve bahçeler kéş ve lümpenler için mekân olmuş… Komşu kızına yan bakılmasın diye kafalar kırdırılırken, bu gün özgürlük adına teşvik edilir olmuş…
Bazı olumsuzluklar olmasına rağmen genelde nazenin ve kutsal bilinen kadınlar korunup, evinin kraliçesi olarak saygı ve değer verilirken; günümüzde ‘özgürlük’ yalanlarıyla din ve aileden koparılan kadın, siyasilere militan –esir edilip, kapitalist sistemin en ağır işlerinde çalıştırılmaktadır.
Evli ve Üniversite mezunlarının boşta gezdiği, geçim sıkıntısından bunalıma girdiği günümüzde; Maşallah! Nerdeyse her belediyemizin bir kız futbol takımı kurulmuş. Erkeğe değer verilmediğinden midir, yoksa erkekten başarı beklenilmediğinden midir? Erkek futbol takımlarına sahip çıkılmazken, bayan futbol takımlarıyla adımızı duyurmaya çalışıyoruz.
Daha düne kadar “İbne” ve “pezevenk” sözleri en ağır hakaretler olarak kabul edilip, kavga sebebi iken: bugün bazı çağdaşlık ve özgürlük savunucuları! Bu kavramların büyük harflerle yazılı olduğu pankartları göğüslerinin üzerinde gururla taşımakta ve basına poz vermektedirler…
Daha düne kadar Kürt ve Kürdistan için, Anadil ile eğitim, Anayasal eşitlik, demokratik Cumhuriyet, Özerklik…İstenirken; bugün birilerince “özgür yaşam alanları” sloganlarıyla dini, ahlaki, ailevi bütün sınırlar yıkılarak her türlü cinsi sapıklığın ulu orta yapılabilmesi teşvik edilmektedir…
Biz Anadil ile eğitim, Anayasal eşitlik beklerken; Özgürlüğü cinsel sapkınlık ve rastgele ilişki olarak gören bazıları, dindarlığıyla tanınan Diyar-ı Bekir şehrimizde, LGBT’yi yaymak için panel ve seminerler düzenlemektedirler…
Daha düne kadar aşımızdan, işimizden daha çok değer verdiğimiz ve hayat meselesi olarak kabul ettiğimiz Namus anlayışı; bu gün birileri tarafından kurtulması gereken bir yük, bir kâbus olarak görülmektedir.
Toplumların harcı olan din, aile ve namus kavramları özgürlüklerin ( aslında kendine esir edişlerinin) önünde bir engel olarak lanse etmektedirler.
Bir alçağın yaptığı rezillik için, “bir kişinin yaptığı (şerefsizlik) için bir kurum cezalandırılamaz” sözünü ters yüz ederek “Bir kereden bir şey olmaz” şekline çevirerek hanım bakanı, kurumu ve muhaliflerini linç etmek isteyenler; kendi partilerinin içinde her türlü cinsel sapkınlığı barındıran LGBT’yi desteklediklerini, beraber çalıştıklarını, birlikte poz vermekten gurur duyduklarını, erkeğin erkekle evlenmesini desteklediklerini, bunlara temsilcilikler verdiklerini görmez veya bunu özgürlük olarak savunmaları akla zarar bir çelişki değil mi?
Suçun şahsiliğini vurguladığı için bayan bakanı suçlayanların; işlenen bu suçun da mağduru ve faillerini içinde barındıran LGBT’yi desteklemeleri, her türlü cinsel sapkınlığı destekleyen parti ve siyasileri desteklemeleri nasıl izah edilebilir. Kelime oyunlarıyla muhaliflerini suçlayanlar, söylemleriyle, bu rezilliği özgürlük kandırmasıyla pazarlayan siyasileri destekleyenlerin de bu suça, bu rezilliğe ortak olduklarını ikrar etmiş oluyorlar…
Suç şahsidir; suçu işleyen fail ve bu suçun işlenmesinde ihmal ve dahli olan herkes yaptığına karşılık ceza görmeli ama hayvanların bile yapmadığı bu rezilliği yapanlar, masum çocuklara kirli ellerini uzatanlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdırlar.
Toplumu dinamitleyen, bütün insani değerleri alt üst eden, insan neslini kesen, erkek ve kadına hakaret olan cinsel sapkınlıklar gurur duyulması gereken Özgürlük değil: mağdurların tedavi edilmesi gereken hastalık, bu rezilliği işleyen ve yayan faillerinde insana- topluma karşı işlenen suça göre ağır bir şekilde cezalandırılması gereken sapıklıklardır.
Kimi desteklediğinize dikkat edin! Özgürlük ve çağdaşlık kandırmalarıyla dini, ahlaki, insani değerlerimize savaş açan; bütün rezillikleri bize özgürlük ve çağdaşlık diye satmaya çalışan şeytanın askerlerinin oyununa karşı uyanık olmalıyız…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.