Sayın Cumhurbaşkanına Arzuhalimdir…!
Sayın Cumhurbaşkanım! Öncelikle girişilen hain darbe teşebbüssü için geçmiş olsun der; Allah’tan, sizi ve hepimizi bu tür kalleş darbelerden ve beterinden korumasını diliyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım! Sizin de ifade ettiğiniz gibi, şer görülen bazı şeyler hayırlı neticelere sebep olabilir. Belimizi kırmayan bu hain saldırı, İnşallah bizi daha bir bilinçlendirmiş ve güçlendirmiştir.
Şimdiye kadar görülmemmiş bir şekilde organize olmuş darbeciler, 15 Temmuzda devletin bütün kilit noktalarına saldırdılar ve ele geçirmeye çalıştılar. Ancak liderine inanmış ve lideriyle bütünleşmiş halk, daha öncesinin aksine tank ve savaş uçaklarına karşı ölümüne direnmiş ve darbecileri püskürtmüştür. Böylelikle 15 Temmuzda kaybedilmiş bir devleti, direnen halk yeni bir iradeyle 16 Temmuzda yeniden kurmuş oldu.
Sayın Cumhurbaşkanım! 14 yıllık iktidarınız döneminde bunca ıslah çalışmalarınıza rağmen, yerli bir temel ve adalet üzerine kurulmamış sitem sorun üretmeye devam ediyor.
Yaptığınız hizmetler için Allah razı olsun. 15 yıl önce esas meselelerimiz olan problemlerin hiçbiri bu gün konuşulmuyor.
- Sistematik olarak uygulanan işkenceyi kaldırdınız.
- İnkâr edilen ve yasaklanan Kürtler ve Kürtçe için, sistemin haksızlıklarını dile getirdiniz ve çözümler bulmaya çalıştınız. Güçlü bir TRT KÜRDİ kanalı açtırdınız. Üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açtırdınız. Kürtçe Basın ve yayın önündeki engelleri kaldırdınız. Kürtçe eğitim verecek Özel Okulların önünü açtınız. Kürt dili üzerindeki birçok yasak ve kısıtlamayı kaldırdınız…
Mahrum olan bölgelerimize yatırımlar yaptırdınız. Eğitim seviyemizi batı illerinin seviyesine getirdiniz.
Yaptırdığınız okullar, Hastaneler, çift yollar ve havaalanlarıyla… Bizi birçok Avrupa ülkesinin üstüne çıkardığınıza inanıyorum.
Yeterli olmasa dahi çıkardığınız maaşlarla, dul ve özürlü vatandaşlarımızı minnet altından kurtardınız. 18 yaşına kadar bütün vatandaşları sosyal güvence altına aldınız…
Siz halkın problemlerini çözüp, ülkeyi batının boyunduruğundan kurtarmaya çalıştıkça, batı piyonlarının engeller çıkardığını ve size saldırdığını biliyoruz. Yüzyılı aşkın süredir biriktirilmiş sorunların kolay ve kısa sürede çözülemeyeceğini de biliyoruz.
Ancak bu darbeyle devleti yeniden yapılandırma ihtiyacı ve fırsatı hâsıl olmuştur. Mutlaka “Mülkün temeli Adalettir” ilkesi devletin her kademesinde sağlanmalıdır. Bunun için de sözünün eri olan bütün parti ve kesimlerle diyalog ve istişareyle çok daha güçlü bir irade oluşturabilirsiniz. Tüm imtiyaz, ayrıcalık ve dokunulmazlıklar kaldırılmalı ve bütün vatandaşlar hukuk önünde eşit olmalıdır. Politize olmuş ve halkın başında balyoz gibi sallanan Yargı sistemi, “Adalet Sistemine” dönüştürülmelidir.
Ve önemli hizmetlerde bulunduğunuz Kürt kardeşlerinizin sorunlarının çözümüne katkılarınızı devam ettirmelisiniz. Birçok önemli sorunu hal ettiniz ama binayı tamamlama noktasına getirmişken, yarım bırakmamalısınız. Bir Kürt olmaktan ziyade Müslüman bir kardeşiniz olarak; sizin Yunanistan ve Bulgaristan’da azınlıkta bulunan kardeşlerimiz için istediğiniz insani bir temek hak olan “kendi Anadilleriyle eğitim” hakkını Müslüman Kürt kardeşlerinize sağlamanızı bekliyoruz.
Kaldı ki, Yunanistan ve Bulgaristan’ı aşan nüfusumuzla azınlık değil, Türk kardeşlerimizle beraber bu ülkenin asli unsuruyuz. 1071’de Orta Asya’dan gelen Alpaslan’a verdiğimiz 15 bin askerle, Anadolu’nun vatan edilmesine katkı sağlamışız.
1514’te Şeyh İdris-i Bitlis-i aracılığıyla Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim’le yaptığımız gönüllü ve onurlu bir ittifakla, Osmanlı’nın ta Mısır’a kadar seferler düzenleyip Halifeliği almasına katkı sağlamışız.
Kanlarımız birbirine karışmış; yekvücut, yek yürek olmuşuz. Osmanlının savaştığı her cephede; Çanakkale’de, Yemen’de, Kıbrıs’ta… En az Türk kardeşlerimiz kadar şehit vermişiz.
Kurtuluş savaşını beraber vermişiz. İlk Mecliste Kürtleri temsilen 75 vekil bulundurmuşuz. Ancak bir darbeyle devrilen 1. Meclisten sonra kurulan 2. Meclisle yok sayılmışız, inkâr edilmiş, asimilasyon ve katliamlara uğramışız…
Türkiye’de yüzyıldır verilen kültür ve eğitimin bazı alışkanlıklar oluşturduğunu; ulusalcı ve milliyetçi unsurların, tek tipçi zihniyeti nasıl sahiplendiklerini biliyoruz.
Ancak, sizin samimi bir Müslüman olarak Hakkın ve halkın rızasını her şeyden üstün tuttuğunuzu da biliyoruz.
1924’te Milli egemenliğin gasp edildiği 2. Meclisten öncesine kadar Kürtlerin yaşadığı topraklara “Kürdistan” denildiği ve Kürt halkının medreselerde kendi diliyle eğitim ve öğretim gördüğünü; inkâr, yasak, katliam ve asimilasyon politikalarının batıdan ithal tek parti zihniyetiyle başladığını ve bunları asla tasvip etmediğinizi de biliyoruz.
“Ey insanlar! Muhakkak sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında en değerliniz, takvaca en üstün olanınızdır.” -Hucurat: 13-
“ Biz her peygamberi ancak kendi kavminin dili ile gönderdik ki, onlara iyice açıklasın. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir” -İbrahim: 4-
Hayat rehberimiz Kur’an’da geçen bu İlahi uyarıları, Adalet ve kardeşlikle, adil yöneticilerle ilgili Ayet ve Hadisleri benden çok daha iyi bildiğinizi biliyorum.
Devletin idarecisi olarak elbette size serzenişte bulunacağız. Sayın Cumhurbaşkanım! Bu meselenin iyice anlaşılması için şu sorumu mazur görün! Şu anda en yakın dostunuz ve Kürdistan Başkanı olarak kucakladığınız Mesut Barzani, Türkiye ile bütünleşmeye karar verirse, nasıl bir birliktelik kuracaksınız? Veya Allah’ın sizi bir Kürt anne-babanın çocuğu olarak yarattığını düşünün! Ebetteki Kürt halkının kendi dilini her alanda kullanmasını, eğitim ve öğretimin Kürtçe olmasını takdir edersiniz.
İşte bunu şimdiden yapın. Müslüman Kürt kardeşlerinizi ABD ve batıl ideolojilere muhtaç bırakmayın; art niyetlilerin bu kardeşlerinizin haklı ve insani taleplerini istismar ederek onlar üzerinde operasyonlar yapmasına fırsat vermeyin. Evet birçok şey yaptınız, ama hala da benim anadilim üvey evlat muamelesi görüyor. İngilizce ve Fransızca eğitim veren yüzlerce okulla rağmen, ben kendi ülkemde kendi anadilimle eğitim göremiyorum. Eğer diyanet işleri başkanına, Rizeli Âlimlere, Kur’an ve Sünnete sorsanız aynı şeyi söyleyeceklerdir size. Bir insan başkasının dili ile eğitime mecbur edilmemelidir. Bu halkın idarecisi ve Adil bir Müslüman olarak, yaptığın hizmetleri daha da ileriye taşı. Sana tabi olan bu kardeşlerin arasında hukuki eşitliği sağlamalısınız. Kardeşlik, eşitliği gerektirir ve hiçbir aile reisi kendi çocukları arasında ayırıma müsaade etmemelidir. Kürtçe, Arapça… Talep ve ihtiyaca göre adım adım sınıflar, okullar açılsın ve artırılsın. Bu, bölünmeyi değil, adaleti ve kaynaşmayı sağlar. 21. Yüzyılda hala Anadil üzerinde yasaklama veya bazı kısıtlanmaların konuşuluyor olması büyük bir ayıp ve eksikliktir. Sonra bizim için HAK ve ADALET her şeyden daha önemli değil midir? Allah’ın insana verdiği bir Hak, hiçbir siyasi endişeye ve pazarlığa kurban edilmemelidir.
Fırsat ele geçmişken Hak ve Adalet üzerine yeni bir sistem inşa etmelisiniz. Müslümanlar, yeryüzünde Adaletin ve kardeşliğin nişanesi olmalıdırlar. Adalet, kardeşlik ve hukuki eşitliği sağlamak; emperyalist, kapitalist ve komünistlerden önce Müslümanların görev ve sorumluluğudur.
Siz Hak ve Adalet yolunda yürüdükçe; bu halk sizinle birlikte ölümden korkmayacak, tank ve savaş uçaklarına karşı direnmeye devam edecektir. HAK ve Adaletin ikamesi mücadelenizde Allah Yar ve Yardımcınız olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.