İhsan Pınar

İhsan Pınar

“Uydurulan Din” Uydurukçularına Reddiye - 3

“Uydurulan Din” Uydurukçularına Reddiye - 3

        En kısa tanımıyla Din, yaşamı şekillendiren inanç ve düşünce demektir. İslam Dini, Allah’ın emir ve yasakları; bizden istenen yaşam şekli demektir.

        Allah yarattığı insanın dünyada da cennetvari bir hayat yaşaması için akıl, vicdan ve duygu donanımına ilave olarak, hayatı kullanma kılavuzu olan Kur’an ve hidayet rehberleri olarak Peygamberler göndermiştir. Ve Peygamberlerin görevi sadece yol tarif etmek değildir. Allah (cc) bize örnek olarak bildirdiği Peygamberi bir ayette şu şekilde tarif etmektedir:

        - Size kendi içinizden öyle bir Peygamber gönderdik ki: Size Ayetlerimizi okuyor, sizi günahlardan arındırıyor, size Kitap ve Hikmeti öğretiyor ve size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor. -El Bakara Suresi: 151-    

        Kur’an ve Peygamberlere uyduğumuzda; Bize yüklenen duyguları, akıl ve vicdanı doğru kullandığımızda huzur ve mutluluğa doğru yol alırız. Ancak akıllı, duygulu ve iradeli yaratılan insan içgüdüsel isteklerinin, zaaf ve hırsının peşinde giderek hak ve doğru olan mutluluk yolundan sapabiliyor.

        Allah, bir anne ve babadan yarattığı, kardeşçe, adalet ve barış içinde yaşamasını istediği insan, nefsinin ve hırslarının esiri olunca ‘ Benim’ içgüdüsüyle her şeye sahip olmaya çalışarak, diğer insanların haklarını çiğnemektedir. Kendisine verilen – kendi hakkıyla yetinmeyen emperyalist ruhlular, saldırganlaşmakta ve çevreye zarar vermektedirler.

        İnsanları sömürmek ve kendi çıkarları için kullanmak isteyen zalimler sömürü, işgal ve çıkarlarının önünde büyük engel gördükleri İslam Dinini; Kur’an, Peygamber, Ümmeti bir arada tutan güç merkezi hilafet ve cihadı, ilmiyle amil Âlimleri… Toplumdan dışlamak, itibarsızlaştırmak, zayıflatmak ve işlevsizleştirmek için var güçleriyle çalışmaktadırlar.  

        19. Asırda dünyanın üçte birini sömüren İngiltere, İslam topraklarını işgal ve sömürmek için büyük bir engel olarak gördüğü Hilafeti kaldırmak için çok çalıştı. Hilafeti kaldırdıktan sonra ulus devlet, ırkçılık ve la-iklik virüsleriyle İslam ümmetini darmadağın etti. Oluşturdukları küçücük devletlerde başa getirdikleri işbirlikçileri ve yönetim tarzlarıyla, İslam dinini ve kutsallarını itibarsızlaştırmaya büyük çabalar gösterdiler.  

        Kürt, Türk, Arap, Acem… İnsanlarımızı bir arada, barış ve adalet içinde tutan yegâne güç, İslam inancıydı. Bu güç ortadan kaldırılınca, zalim ve emperyalistlere karşı direniş gücü de kırılmış oldu ve istinasız bütün İslam toprakları emperyalistlerin sömürü ve tahakkümü altına girdi.

        Sömürü ve iktidarlarını devam ettirmek, uyanıp birleşerek güçlenmemizi engellemek için: Yönetim tarzları, İşbirlikçileri, istihbarat ağları, Medya ve elde tuttukları Siyaset, Askeri ve ekonomik güçleriyle, son dönemlerde kurdukları örgüt ve STK görünümlü kuruluşlarıyla aramıza ayrılıklar sokmak, bizi başka şeylerle meşgul etme ve kontrol altında tutmak için tahmin edemeyeceğimiz kadar çalışmaktadırlar.

        İslam topraklarındaki bütün fitne ve çatışmaların bizatihi sorumluları emperyalistlerdir. Daha düne kadar SSCB tarafından organize ve desteklendiklerine kesin gözüyle bakılan Sol örgütlerin bugün kimin himayesinde olduğu açıkça görülmektedir. Karşıt uç görülen Gülen yapılanmasının da aynı şeytani güçler tarafından oluşturulduğu ve kullanıldığı görülmüştür. Ve icraatları da aynı sonucu göstermektedir.

        Özgürlük ve Demokrasi sloganları altında İslam dinine ve değerlerine saldırıldığı gibi; cemaat maskeli yapılanma da sızdığı devletin emniyet ve yargısını kullanarak İslami cemaatlere saldırmış ve onları ortadan kaldırmaya çalışmıştır. ‘Cemaat’  maskesiyle insanlarımızı Kur’an ve peygamberden ayırarak, kendi amaçları için kullanmışlardır.

    Ve bütün çalışmalarında İslam ümmetini canlı ve diri tutan Kur’an, Sünnet, Ümmet Kardeşliği, Cihat ve Âlimlerimiz… Kavramlarını ayrıştırmaya ve işlevsizleştirmeye çalışmışlardır.

       Halkı, Sosyal adaleti, bağımsızlık ve İnsan haklarını savunması gereken Solcu kardeşim! Nasıl ki İslam ve Müslümanlara saldırmayı bir çağdaşlık ve ilericilik saplantısına düştüyse; ‘ Uydurulmuş Din’ uydurukçuları da aynı üslupla ve demagojiyle İslami değerlere saldırdıkları görülmektedir.

        Nasıl ki ‘Cemaat’ maskeli Gülenistler, ‘Dinler arası diyalog’ gibi çok da makul ve barışçıl gibi görünen söylemlerle Cihat ve İslam Peygamberini devre dışı bırakmaya çabaladılar ve bazıları da alet olduysa; İyi ve saf niyetli bazı kardeşlerimize ağır gelebilir ama kullanılan üslup ve doğuracağı sonuçlardan ‘ Uydurulmuş Din’ fikrinin de aynı amaçla ve aynı güçler tarafından desteklendiği veya desteklenerek kullanıldığı intibaını uyandırmaktadır…      

Devam edecek…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi