Selman URUK

Selman URUK

Mesut Özil Ve Batı Irkçılığı

Mesut Özil Ve Batı Irkçılığı

“Kaybettiğimde göçmen kazandığımda Alman’dım”

İşte bu sözler Mesut Özil’in özelde Alman, genelde de batı ırkçılığını ifade etmekte kullandığı veciz sözler.

Batının ve onun “güce tapan” aklının en bariz biçiminin bir yansıması olan Mesut Özil olayı ne ilk ne de son olacaktır.

Çünkü batı güce tapar. Güçlüden yanadır. Gücün kazanmasını ister. Güç hâkim olsun ister. Yenilgiye hazmedebilecek değildir.

İşte bu güç boğulması nedeniyle de kendini üstün, diğer tüm herkesi düşük ve vahşi görür.

Batıya göre tüm göçmenler batıya hizmet ettiği sürece ve batının hanesine artı değer kattığı müddetçe insandır. Bu insanlar ola ki bir oyun, yarışma veya spor müsabakasında yenilirlerse aşağılık birer bedevi olarak görülmeye başlanırlar. Hor görülürler. Dışlanırlar. Suçlu görülürler. Tıpkı koca bir Alman futbol takımının 2018 dünya kupası turnuvasından elenmesinin tek suçlusunun Mesut Özil yapılmak istenmesi gibi. Çünkü Mesut bir göçmen, Müslüman bir Türk'tür.

Aynı zamanda batı ikiyüzlüdür. Bir yüzünü sahnedeyken, vitrine çıkarken kullanır. Bu zamanlarda batı hümanisttir. Irkçılığı reddeder. İnsanları sever. İnsanlara saygı duyar. İnsanlara yardım eder. Sevecendir. Yaşamı ve yaşamayı müreffeh hale getirmeye çalışırken olanca gücüyle çalışır. İnsanlar daha iyi yaşasın diye tırnaklarından kan akıtır.

Ama sahne bitip perdeler çekildikten sonra ortaya Adolf Hitler çıkar. İnsanları sırf hasta olduğu için öldüren. Saf Alman ırkı olmayanları fırında yakan Nazi düşünceli batı insanı çıkar ortaya. Ya da çok uzaklara gitmeyelim. Tarih zaten batı ırkçılığı ile dolup taşmıştır. Şimdi de öyledir. Batı tarihi hala ırkçılık çizmektedir sayfalarına.

 Balkanlarda polisten kaçan savaş mağduru baba ve kucağında çocuğu. Ve kaçan babaya çelme takan “gazeteci” bir “kadın”. Batı, kadın ve gazetecilik… Batının bize kutsattığı bu üç sembol o babaya takılan çelmede gerçek halini almıştır aslında. O çelme Batının ve onun gerçek aklının gerçek izdüşümüdür.

Ya da hiç alakası olmayan bir yerde camiye yapılan kundaklama. Camiyi yakma teşebbüsleri, cemaatleriyle beraber yok etme saldırıları. Batının kendinden olmayana gösterdiği empatinin kanıtıdır.

Ve daha bunun gibi binlerce olay. Hiç azımsanmayacak derecede çok olay.

Ama mesele bir olay ve onun sonucu değildir. Asıl mesele batı aklının bu olayları “neden” yaptığı ile alakalıdır. Mesele batı aklını bu yönde harekete geçiren şeyin ne olduğu ile ilgilidir.

 İşte bu asıl neden faşizmdir. Gerçek bir ırkçılık. Hem de kıta ırkçılığı. Üstün batı, alçak doğu, alçak Ortadoğu, alçak Uzakdoğu… Yani üstün Batı alçak öteki.

 

Sözün özü; Batı aklının yönü hiçbir zaman ahlaka, irfana, dine doğru değildi ve değildir.

İnsanı yücelten ahlak, irfan ve din batıya hiçbir zaman yön vermedi.  O her zaman güce ve maddeye taptı.

Bu yüzden batı hiçbir zaman gerçek manada insana değer vermedi. Değer verir gibi yaptığı şey bir aldatmaca ve sapkınlıktan başka bir şey değildir. Maharetli olduğu şey ise çirkinliğini ve faşistliğini pazarlamadaki hüneridir.

Sex özgürlüğü. İnsan onuruna ve doğasına aykırı olan “cinsel tercih” özgürlüğü.  Erkek erkeğe evlilik serbestîsi. Uyuşturucu madde serbestliği.  Mizah bağımsızlığı adı altında tüm kutsallara saldırabilme özgürlüğü. Polislere bir adamı sırf “siyah” olduğu için potansiyel suçlu olarak bakıp onu öldürebilme özgürlüğü. Hintliye, Arap'a, Türk'e, Kürt'e, İranlıya, Afganlıya potansiyel terörist olarak bakabilme özgürlüğü… Vs. vs.

Tümü sahte. Tümü aldatmaca. Tümü sapıkça ve faşistçe.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selman URUK Arşivi